borgabobo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
borgabobo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Haziran 2015 Cuma

3. yaş vesikalık


Her sene olduğu gibi bu sene de bir vesikalık fotoğraf çektirerek 3. Yaşımı tamamlamış oldum.

Fotoğraf çekilirken bu sefer fotoğrafçı amcayı can kulağı ile dinledim ve dediklerini yaptım. Dik durdum, kafamı çevirdim, güldüm…




Bakın bakalım siz beğenecek misiniz? Annemin dediğine göre sanki 5 yaşında çocuk gibi çıkmışım.


8 Haziran 2015 Pazartesi

Borga Bobo 3 yaşında

Senenin en sevdiğim zamanı geldi...

Bende annem gibi doğumgünüm yaklaşınca bu ay benim doğumgünüm diye dolaşmaya başlayacağım sanırım...

Bu sene esasında annemlerin çok farklı planları vardı ama son anda yine bir değişiklik yaparak her sene olduğu gibi Tuzla'da babaannem ve dedemin evinde organizasyonumuzu yaptık...

Tabiki hava şansımıza yine birazcık süprizler yaptı. Sabahtan itibaren yağan yağmur öğlen durdu sonunda, acaba daha yağar mı dediğimizde pıt pıt 2-3 damla düştü. Ama arkasında açan güneş ile günümüz gayet aydınlık ve keyifli, sıcaktan bunalmadan geçti.

Fotoğraflarda yok ama partimin bitmesine dakikalar kala bir baktım süpriz olarak dedem elinde hediyesi ile çıkageldi. Hemen bir dans şov yaptım ve kendisini karşıladı. Kimse inanamadı nedense, ne var bunda sevindik işte.

Bu post için bol foto, az laf var...

Karşınızda ben... Yani doğumgünü çocuğu Borga Bobo



Kalabalık olmadan hemen aile fotolarını çekelim sonra herkesi biraraya toplamak zor oluyor

 

Soframız tamamdır, misafirlerimizi karşılamaya hazırız

Erkekler görev yerlerinde yerini aldı... Pişir babişko köfteleri

Kim inanır üniversite avlusundaki dedikoducu kızların böyle çoluğa çocuğa karışacağına

Bak Elifcim ben babam ile konuştum arabayı alırız şöyle güzel bir boğaz turu yaparız ne dersin?

Offf Handosh... Bir rahat bırak, selfie manyağı yaptın bizi

 Pastam her sene olduğu gibi yine Pelin Abla (Simosi Cake) tarafından hazırlandı. Konsepti en sevdiğim inşaat temalıydı, sanırım büyüdüğümde müteahhit olacağım.

İyi ki doğdum bennnnn.... İyi ki doğdum bennn.... 

Ve tabiki o minik eller pastanın üzerini saniyeler içerisinde pırıl pırıl yapar

Hepberaber ailecek bir hatıra foosu alalım lütfen

Bu çocukları bu kadar düzenli ve uslu tutan nedir acaba?

Tabiki Pinyata :) Hadi Badecik...

Kibar Elif iş başında

Sıkı tut baba çok sert vurucam

Irmak kız pinyata bu karşısında bale yapmaya gerek yok ki

Alya kuş isabetli bir vuruş yapıyor 

Ve güçlü Emrişko sonunda Pinyata'yı patlatıyor

Heyooooo.... Kapışın hediyeleri

Doğumgünüme iyi ki geldiniz, hepinizi çok seviyorum. Seneye görüşmek üzere

1 Haziran 2015 Pazartesi

TSAG Çocuk Şenliği

Annemin şirketinin her sene olduğu gibi bu senede harika bir çocuk şenliği vardı. 

Çok önceden heyecanlanarak annem, ben ve babam ile kayıt olduk. Son dakika babam işleri yüzünden gelememiş olsa bile bu annemi yıldıramadı. 

Annemin arkadaşı Ülkü abla ve oğlu Mert Abi ile atladık arabamıza ve düştük Sarıyer – Event Garden yollarına.

Tam vaktinde vardık derken o da ne zaten herkes çoktan gelmiş, otoparklar dokmuş, insanlar uzun sıralar oluşturmuş bile. Hemen bizda arabamıza biryer bulup kendimizi sırada bulduk. Kaydımızı tamamladıktan sonra işte içerideydik.

Kocaman bir alana yayılmış tren, şişme parkurlar, top havuzu, dönmedolap, atlıkarınca, pamuk şekerci, wafflecı, mısırcı ve kağıt helvacı amcalar….

Bütün gün annemin tabiri ile kendimi deli danalar gibi oradan oraya vurdum. Kim tutabilir bugün benim günüm ne de olsa…

Önce alışma turları için trendeyim…



Sonrasında ver elini şişme parkurlar, bunlar bir harika dostum… Mutluyum…





Biraz sakin takılmak adına uçan salıncaklara, atlı karıncaya binelim bari… Dinleniyorum.



Hayallerimdeki meslek itfaiyeci olmak... Boyumun biraz daha uzaması lazım tabi...


Zıp zıp zıp... Uçuyoruz... Zıplıyoruz...



Son olarak binlerce top bir anda ortalığa atıldı… Olleeeeyyyy herkes alabildiğinde topluyor, kolları yettiğince kucaklıyor topları… Ben bile minicik kollarım ile 2 tane kaptım valla…



Ve günün sonu geldiğinde arabaya binerek daha otoparktan bile çıkmadan sızarak uyuma rekorumu kırıyorum.




Teşekkürler Turkcell, teşekkürler TSAG iyi ki varsınız… Seneyi heyecan ile bekliyorum.


18 Mayıs 2015 Pazartesi

Pazar günü ada gezisi (yapılmazmış)

19 Mayıs dolayısı ile uzun bir haftasonu yaparak kampa gitme planlarımız babamın toplantısı çıkınca iptal olduğundan bizde İstanbul'un biraz olsun boşalmasını ve güzel havayı fırsat bilerek bisikletlerimiz ile adaya gitmeye karar verdik.

Hazırlanıp bisikletlerimize atladığımız gibi soluğu Bostancı'da vapur iskelesinde aldık. Biraz bekledikten sonra rahatça vapura atlayıp Büyükada'ya vardık. O da ne Büyükada'da bir biz yokmuşuz, herkes oradaymış zaten.

Hemen oyalanmadan bisiklete atladığımız gibi kendimizi vurduk yollara. Yolda faytonlar ve acemi bisikletçilerden dolayı baya bir tehlike atlattıktan sonra sonunda büyük tur için olan ayrım yolundan sonra rahatladık.




Biraz yürüyüş, fotoğraf çekimi filan derken zaman nasıl geçti anlamadık. Sıcak ve yorgunluktan daha önce gözümüze kestirdiğimiz şirin bir kafeye attık kendimizi. Bahçede Sinek Kafe... İnanılmaz tatlı sahipleri olan, son derece nezih ve güzel bir kafe.... Limonataları harika, bira ve Corvus şaraplarının çeşitleri, atıştırmalıklar da var daha ne olsun. Ada'nın o keşmekeşinden uzak harika bir mekan!


Mola sonrası çok fazla oyalanmadan dönüş yoluna çıktık. Asıl sıkıntı bundan sonra başlıyormuş. Dönüşün kalabalık olacağını bildiğimizden dolayı erken dönelim dedik 5 vapuruna bindik, istikamet Kadıköy. Ben zaten sıcak ve yorgunluktan dolayı vapurda hemen uyuyakaldım. Sonrasını annem anlattı. Vapur Büyükada'da zaten dolmuş olarak hareket ettikten sonra önce Heybeliada, sonrada Burgaz ada'da durdu. Zaten kalabalık olan vapur hıncahınç doldu, adım atacak, ayakta duracak yer yok. Genç, yaşlı, bebek, çocuk, köpek, bisikletler, bavullar... Tam bir mülteci gemisi, battı batacak... Bu şekilde kavga kıyamet eşliğinde yapılan 1,5 saatlik yolculuk sonrası Kadıköy'e varıyor ve rahat bir nefes alıyoruz. Saat 7 olmuş bile.

Metro ile eve dönmek için aşağı indiğimizde ise bizi bir başka süpriz bekliyor. Saat 4 ile 8 arası yoğun saatler olduğundan metroya bisiklet alınmıyormuş. Haydaaaa.... bu sefer yorgunluktan dolayı çöktük metro girişinde bir köşeye vakit geçirdik...


Saat 8,30 olduğunda sonunda eve varmıştık. Sıcacık banyolarımızı yapıp rahatladık ve pazar gününü tamamladık.

5 Mayıs 2015 Salı

Bodrum sezonu açıldı

Annemin doğumgününü kutlamak ve havaların güzel olmasını fırsat bilerek hemen hızlıca plan yaptık ve soluğu Bodrum'da anneannem ve dedemin evinde aldık.


Dalında limonlar itina ile sulanır...


 Kara ile tatil boyunca bol bol hasret giderdik.



Şansımıza annemin kuzeninin ikizleri Bora ve Poyraz'da Bodrumdaydı. Onlarla biraz atışıp, biraz kaynaştık, beraber vakit geçirme fırsatı bulduk.


Denize girmek için henüz erken olmasına rağmen ben kıyafetler ile su içerisinde baya bir ilerleyerek sırılsıklam olmayı tabiki başardım.


Babamla beraber motora binmek için ufak ufak ısınma turları attık


Harika, çok eğlenceli, tam benlikmiş bu trambolin olayı. Bayıldım.... Hop hop hopp



Her tatilin olduğu gibi bu kısa tatilinde sonu çabucak geldi ve yazın gelip daha uzun kalmaya söz vererek Bodrum'dan ayrıldık ve evimize döndük.