23 Ocak 2013 Çarşamba

Ellerimi çırparım, dönerim, hoplarım

Annem bu aralar nedense çok tembelleşti diyorum ben her gün yeni şeyler yapıyorum kimseye onlardan bahsetmiyorsun.

Hayranlarım yeni maceralarımı bekliyor, Borga neler yapıyor diyor ama hiççç kime söylüyorsun.

Ben bu aralar bol bol yuvarlanıp kendimi koltuğun altına vs sıkıştırıyorum.

Ellerimi çırpıyorum.


Müzik sesi duyunca veya mırıldanınca hemen başlıyorum hoplamaya... Hopluyorum ama ne yaptığımı ve neden yaptığımı ben bile anlamıyorum...

Hop hoooppp.... duramıyorum.

Bide artık iki topu elime alıp birbirine vurabiliyorum... Annem bu hareketi yapabiliyorum diye çok sevindi... Zeka pırıltısı arıyor bende sanırım... Ne var ki topları tutuyorsun, tık tık vuruyorsun. işte böyle...

21 Ocak 2013 Pazartesi

Babamın doğumgünü

Bu hafta babamın doğumgünü kutlamaları ile geçti. Annemler neredeyse hiç evde oturmadılar. Her akşam bir yerlerde kutlamalara katıldılar.

İlk akşam babamın arkadaşları ile yemeğe gidildi ve babamın doğumgünü kutlandı, mumlar üflendi. Tabi ben o sırada babaannemlerde mışıl mışıl uyuyordum.

İkinci akşam benim babam ve amcam enteresan bir şekilde aynı gün doğmuşlar. İkizler miymiş neymiş tam anlayamadım... Bide ailecek kutlayalım dediler. Yine pasta ve mumlar...


Bitti mi bitmezzzz... Esas 3. akşam yani babamın gerçek doğumgününün olduğu akşam yine bir kutlama tertip edildi ve ben yine evde bırakıldım... Yine mumlar ve pastalar...



Bensiz kutlama yapmak neymiş ben size gösteririm...

18 Ocak 2013 Cuma

İlk kabus

Bu ay hep ilklerden gitmişiz. O zaman not olarak ilk kabus gördüğüm geceyi de ekleyelim.

Gece yattıktan 1 saat kadar sonra bağırmaya ve çırpınmaya başladım. Uyanamadım, gözlerimi açamadım ama annem ve babamın başucumda olduğunu hissederek uykuya daldım tekrar.

Babam bu olaydan çok etkilendi sanırım. Sürekli anneme uyandırsak mı, uyandırsak mı diye soruyup duruyordu.

Annem ise acaba ne gördü de bağırdı diyip durdu...

Ne göreceğim anne Allah aşkına... Ya mama biberonumu elimden aldınız, ya havaya atıp tuttunuz, yada tepemde bağıra çağıra üzerime atlayan ve beni sevmeye çalışan insanlar gördüm...

13 Ocak 2013 Pazar

Kuzenlerle tanışma

Biz o kadar büyük bir aileyiz ki doğduğumdan beri sürekli yeni birileri ile tanışıp duruyorum.

Bu haftasonu rotamız Kemerburgaz ve annemin kuzenleri...

Uzun zamandır planlama çalışmaları devam ediyordu fakat nedense bir türlü fırsat bulunamamıştı. Sonunda annem bu işi daha uzatmayalım diyerek hızlı bir planlama yaptı ve yola çıktık...

 
Ben yolda biraz uyukladıktan sonra kuzenim Melisaların evine geldik. Kış olduğundan güzel bahçelerini ben göremedim ama yazın gelip o bahçeyi dağıtacağım...

Melisa ablam bana çok güzel piyano çaldı ve ben hayranlıkla onu dinledim. Sonrasında eksik kalır mıyım hiç bende geçtim piyanonun başına...



Biz oradayken diğer kuzenlerim Tibet ve Delfin'de geldi ve bir anda ortaya bu kare çıktı...


Annemlerin çok hoşuna gitti bu fotoğraf herkese yollayıp durdular.

12 Ocak 2013 Cumartesi

İlk yaramazlık

Evet artık benden rahat yok...

Oraya buraya el atıp ne yakalarsam çekeliyorum, oyuncaklarımı atıp arkalarından bakıyorum, sürünerek olur olmaz yerlere sıkıştırıyorum kendimi...

Her şeyin ilkinden bugüne kadar bahsettik o zaman ilk yaramazlığımdan da bahsedelim.

Cumartesi günü babam yemekte acılı bir sos yapmıştı. Yemek sonrasında ben mama sandalyemde otururken babam yandaki koltuğa geçip şu resimli ve renkli duvara doğru bakıyordu... Ne olduysa babamın bir anlık boşluğunu yakalım ve asıldım masanın örtüsüne... Hoooppp üzerinde sos kabı ile birlikte yakaladım her şeyi... Soktum elleri kaba biraz masaya, biraz örtüye, biraz mama sandalyesine, biraz üzerime, birazda tadına bakacakken babama yakalandım... Bir bağrış koptu heyy , hoop, durr, Borgaa... Ve babam elimi yakaladı...





















Sonrasında alelacele annem geldi beni alıp temizledi. Babamın dediğine göre 2 saniye geç kalsa kıyamet koparmış. O sos o kadar acıymış ki izim için acı ve unutulmaz bir deneyim olabilirmiş.