28 Kasım 2013 Perşembe

Adavapuru yandan çarklı

Annem uzun zamandır adaya gidelim, vapura binelim, bisiklete binelim, faytona binelim diyip duruyordu. Bu haftasonu baktılar hava güzel. İstanbul kalabalık hadi dediler Ada için gün bugündür. 

Atladık önce arabaya sonra vapura vardık Büyükadaya. 



Önce bir düşündük ne yapsak fayton mu bisiklet mi diye. Annem babamı kandırdı ve hemen gittik bisikletçiye. Çocuk koltuklu bir bisiklet istedik. Şansımıza pembe bir bisiklete takılı koltuğumuza kavuştuk. 

İşte aşagıda gördüğünüz şekilde koltuğuma yerleştim ve ada turu başladı. 


Kırbahçesi gibi biryerde mola verdik. Annemler kahvelerini içerken bende çimenlerde koşturup kedicikler ile oynadım. Kediciklerden biri beni çok sevmiş olacak ki peşimi bırakmadı, atladı kucağıma. Sarıldım, öptüm, mıncıkladım bol bol. 


Bisiklet turumuzun sonuna yaklaşırken bir aile fotoğrafı çektirdik. Ama fark edeceğiniz üzere ben o arada sızmıştım. 


Bakınız Şekil 1A bisiklet arkası uyku modum. 


Güzel hava, bol güneş, bol oksijen, hayvanlar, bisiklet, çimenler, vapur, deniz, martılar. Bu Ada bir harikaymış!!!

10 Kasım 2013 Pazar

En yakın arkadaşım Nilay

Beraber alışveriş yaparız

Beraber yemek yeriz

Beraber poz veririz

Beraber oyun oynarız

Beraber çalışırız

Beraber kutlarız

Beraber eğleniriz

Kısacası Nilay benim en yakın arkadaşım ve beraber çok güzel vakit geçiriyoruz. 






Durukız ve Batu Bey ile buluşma

Annemler uzun zamandır görüşemiyoruz diye hemencecik bir organizasyon yaptılar ve arkadaşlarım Duru ve Batu akşam bize geldiler. 
Bütün akşam 3ümüz kendi kendimize salonda ve odamızda oyun oynadık. Anne ve babalarımızın bizimle ilgilenmesine hiç gerek kalmadan. Ben arada masaya gidip annemden 1 çatal yemek alıp sonra tekrar odama gidip arkadaşlarımla oynamaya gittim. Annem o kadar şaşırdı ve sevindi ki. Sanırım ne kadar büyüdüğümü ve arkadaşlarımla ne kadar güzel oynadığımı göstermiş oldum. 



Durular gelirken bide minik pasta getirmişler. Kimsenin doğumgünü değildi ama hepberaber mumu üfledik ve afiyetle yedik. 



Saat artık 22:30 civarı daha fazla dayanamadım ve annem beni yatırdı. Hiç itiraz etmeden yattım uyudum. 


29 Ekim 2013 Salı

Ne mutlu Türküm diyene!

Doğdum doğalı İstanbul ve Bodrum'daki yürüyüşlerin hepsinde yerimi alıyordum. Bu kural yine değişmedi ve bu 29 Ekim'de de yine annemle beraber Bağdat Caddesindeki Cumhuriyet Yürüyüşüne gittik.
29 Ekim 2012 - Cumhuriyet'in izinde 1. yıl


29 Ekim 2013 - Cumhuriyet'in izinde 2. yıl
 
O kadar kalabalıktı ki hiç araba almadan annemle yürüyerek inmeye karar verdik, Cadde'ye yaklaştığımızda aldığımız doğru kararda dolayı kendimizi kutlayarak hemen kalabalığa karıştık.

Önce Eda halamların yanına gidip biraz onlarla takılıp, etrafı seyrettik. Gelen geçen annemin arkadaşları ile biraz takıldıktan sonra bu sefer Caddebostan'da babam, babaannem ve teyze annem ile buluştuk.



Ben bir yandan etrafımı seyredip diğer yandan Çubuk krakerlerimi yedim. Saat artık 9'a geliyordu. Hem hava serinlediğinden hem de taksi bulmamız daha da imkansız olmadan vakitlice evimize geldik.

Bir Cumhuriyet Bayramını daha coşku ile ve hep beraber kutladık. 90 yıldır yıkılmayan ve yıkılmayacak olan Yüce Cumhuriyetimiz için meydanlarda yerimizi almaya devam edeceğiz.






NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Tarihe not

Nerdeyse 2 yaşındayken çıkması gereken köper dişlerimizden sağdaki 28 Ekim 2013 itibari ile kendini gösterdi. Diğeride 29 veya 30 Ekim'de aramıza katılmış olacak. 

Biz farkına bile varmadık sorunsuz ama bol salyalı bir şekilde köpek dişimizi çıkardık.