9 Ekim 2014 Perşembe

Bodrum'da bayram tatilinin ardından

Bayram tatili dolayısı ile annemin çok önceden yaptığı planlamalar ile biz annemle Bodrum'a, ablam ailesini ziyarete Gürcistan'a ve babamda arkadaşları ile motor gezisine gidiyordu.

Son dakika babamın gezi planları iptal olunca o da bizimle beraber Bodrum'a gelmeye karar verdi ve tatilin başladığı Perşembe akşamından Bodrum'a uçtuk. Annem ve benim uçağım saat 8'de babamın ki ise aynı uçağa yer olmadığından bir sonraki uçaktaydı. Annem ilk defa kendi kendime koltukta oturarak uçacağımdan dolayı biraz endişeliydi ama ben her zaman ki gibi çok uslu bir şekilde kemerimi bile açmadan bütün yol boyu oturarak onu çok şaşırttım.

Tabi Bodrum'da eve girince oyuncaklarına uzun zaman sonra kavuşmuş bir çocuk olarak geç saate kadar uyumadım ve evin içinde koşturup durdum.


Ertesi sabah kahvaltıdan önce bahçede rutin kontrollerimi yaparken dev bir kaplumbağa ile karşılaştım. Yaşadığım heyecan ve şaşkınlık karşısında evdekileri baya güldürdüm. Kaplumbağaya mama verdim, kabuğuna arada babamdan öğrendiğim şekilde tık tık yaptım veya sevdim.



Kahvaltıdan sonra Gökova - Çökertmeye doğru yola çıktık. 2 gün boyunca teknede kalıp, sahilde kumlarla oynayıp balık tuttum.





Sabahları erken uyandığımdan babamla beraber sahilde yürüyüş yaptık, denize taş attık.




Bayramın 2. günü havanın biraz bozması ile beraber Bodrum'a geri döndük. Gelen giden misafirler eksik olmadı herkes benim ne kadar büyüdüğümü söyleyip mıncıklayıp durdu. Annem ve babam beni bütün parklara ve Oasis'in içindeki mini lunaparka götürdüler. Ne de olsa bayram eğlenmek çocukların hakkı.





Bayramın 3. günü akşam taaaa Hindistan'dan kuzenlerim Bora ve Poyraz geldi. Her ne kadar birbirimize koca bahçeyi biraz dar etsekte çokta fena değildik. (Kendime not: oyuncakları arkadaşlarım ile paylaşmayı biraz daha öğrenmem gerekiyor)





İstanbul'a dönmeden önceki son gün havanın harika olmasını fırsat bilerek annem ve anneannem ile beraber Bitez'e gittik. Bitez'i çok seviyorum çünkü sahili kum ve denizi sığ olduğundan rahat rahat girip çıkıp oyun oynayabiliyorum.



Denizin içinde balık tutma denemeleri yaptım, balıklara ekmek attım, benimkisi hobi amaçlı olduğundan balık yakalamak değil zaman geçirmek eğlenmek önemliydi.

Çarşamba sabahı erkenden tekrar yola çıkma vakti gelmişti. Beni zar zor uykumdan uyandırıp hepberaber yola çıktık. Bu sefer İstanbul'a anneannem ve dedem de ablam gelene kadar bana arkadaşlık etmek üzere geliyorlar.

Hepinizin geçmiş bayramı kutlu olsun. Kocaman öpücükler.

17 Eylül 2014 Çarşamba

El Ayak Ağız Hastalığı

Çocuklar arasında 3-6 yaş dönemi ve sonbaharda daha sık  rastlanan bir rahatsızlık olan El Ayak Ağız hastalığı virütik bir hastalıkmış.

Hastalığın ilk belirtileri 38-39 derece ateş sonrasında takip eden kızarıklıklar. Kızarıklıklar normalde ağız içerisi, el içleri ve ayak altlarında görünüyor ama hastalığın bazı çocuklarda bacak ve kollarına da sıçrama yaptığı görülüyor. Ateşin bitmesinden sonra kızarıklıklar 3 gün boyunca yavaşça artarak çıkıyor, su çiçeğine benzer bir yapıya gelen kızarıklıklar 3. günden sonra kendiliğinden kuruyarak kaybolmaya başlıyor.





Ağız içersindeki kızarıklıklar çocuklarda özellikle yemek yeme ve yutma zorluğu yarattığından su bile içemez duruma gelinebiliyor.

Hastalık nadiren çocuklardan büyüklere geçiyor. Ama ben bu nadir insanlardan biri olduğumdan hastalığı kendime bulaştırmayı başardım. Bulaşma yolu temasdan daha çok ağız salgısı,  yaralardan çıkan sıvı ile temas veya dışkı ile temas ile gerçekleşiyor. Bu dönemde ellerin bol bol yıkanması gerekiyor.


Hastalık virütik olduğundan tedavi amacı ile kullanılabilecek malesef bir ilaç bulunmuyor. Ateş düşürücüler (Calpol, minoset, Ibufen) ile 38 üzerine çıkan ateş düşürülerek rahatlatılıyor. Döküntülerin acısı, kaşıntısı için uygulanabilecek her hangi bir krem bulunmuyor.

Biz Borga'nın kaşıntıları için su çiçeği sırasında kaşıntıyı azaltmak için kullanılan Aloe Vera'lı köpüğü kullandık. Borga'da işe yaramış gibiydi ama yetişkinlerde işe yaramadığını söyleyebilirim. (PoxClin)



Hastalığı su çiçeğindan ayırmanız için küçük bir not. Su çiçeği karında başlıyor, El Ayak Ağız ise genellikle ağız içerinde boğaz bölümünde başlıyor.

Yetişkinlerde hastalık çocuklarda olduğundan daha yavaş ve daha acılı ağrılı bir süreç olarak devem ediyor. Ben döküntülerin 3. günü olmasına rağmen elimle birşey tutmakta ve yürümekte zorlanıyorum.

Borga'nın hastalık süreci tamamlandı bende sanırım acılı sürecin sonuna gelmek üzereyim. Umarım evde başka bir kişiye daha bulaşmadan süreci tamamlıyor olacağız.


7 Eylül 2014 Pazar

Atlas Bey'in doğumgünü

Yakın arkadaşlarımdan Atlas Bey bu haftasonu 2 yaşını bitirdi.

Atlas'ın doğumgününe gitmek için annemin iş seyahatinden gelmesini bekledik ve bende öğlen uykumdan uyandıktan sonra düştük yola.

Doğumgünü partisine arkadaşlarım Alp, Bade ve Lal'de gelmişti.


Hepberaber animatör abla ve abi eşliğinde oyunlar oynadık dans ettik.




Ve tabi bide çikolatalı pasta yedik



İyi ki doğmuşsun Atlas arkadaşım.



4 Eylül 2014 Perşembe

Doğumgünlerini seviyorum

Bütün çocuklar için geçerli sanırım ama bende sizinle paylaşmak istedim.

Başkalarının doğumgünlerine gitmeyi kendi doğumgünümden daha çok seviyorum. Bu sayede istediğim gibi dolaşabiliyor, eğleniyor ve bir sürü kişi tarafından sıkıştırılmalara maruz kalmıyorum.

Bir tek her zaman deli gibi peşimde dolanan ve fotoğraf filan çeken annem var ama olsun onu zaten kabullendim bu hali ile.

Perşembe akşamı için süpriz doğumgünü kutlamasına katılmak üzere arkadaşım Alya'ların evine gittik. Alya'nın annesinin doğumgünü ve süpriz partiyi babası Cüneyt hazırlıyordu.

Tabi biz daha gitmeden afacan Alya annesine süpriz doğumgünü partisini ve süpriz kalpli pastasını çoktan yumurtlamıştı ama olsun duymamazlığa geldik.

Etrafta koşturmaca, balonlarla ve bir sürü birbirinden değişik oyuncak ile oynayıp yorulduktan sonra pastalarımızı yedik.






Burcu teyzemi tekrar öpüp doğumününü kutlayarak eve döndük.

İyi ki doğdun Burcu.

3 Eylül 2014 Çarşamba

Okuldaki küçük kazalar

Evimiz yakınında yer alan Happy Family Club'da haftanın 3 günü 3 saat oyun grubuna gidiyorum 2 aydır.

Burası hem oyun oynamak için uygun top havuzu kaydırak gibi bir parkuru, eğitim için kocaman bir masayı ve üst katında ise çocuk diskosu ve daha da büyük bir oyun alanını barındırıyor.

İsterseniz detaylara aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz; http://www.happyfamilyclub.com.tr/

Okula giderken hiç sorun çıkarmıyorum aksine koşa koşa okula giriyorum ve çıkarken genellikle eve dönmemek için biraz direniyorum.

Bu kısa zamanda bile öğretmenlerime ne kadar akıllı ama bir o kadar da hareketli bir çocuk olduğumu gösterdim.

Yapboz ve puzzle tipi oyuncakları hemencecik sınıftaki en küçük çocuk olmama rağmen herkesden önce bitiriyorum ve etrafta koşturmaya devam ediyorum.

Tabi bu koşturmalar arasında bazı küçük kazalar olmuyor değil. Örneğin geçen gün koşarken düşüp çenemi yere çartptım ve görtüğünüz gibi mor bir çeneye sahip oldum. Şimdi iyileşmek üzere ama herkese çenemi gösterip BOM olduğunu anlatıyorum.



Anne Notu: Oyun grubu için eve yakın olan bir yer özellikle tercih ettik. Linke girenleriniz olur ise bayram tatilinde okulumuz tatil iken tadilat yapıldı ve daracık olan merdiven sorunu harika bir şekilde çözüldü. Aynı zamanda top havuzu yenilendi, etraf boyandı, üst kat toparlandı. Zaten iyiydi ama şimdi daha da iyi oldu. Özellikle merdiven benim en büyük korkumdu.