19 Ekim 2014 Pazar

Borga ve kedicik

Evimizin bahçesinde bulunan çok sayıda kedi ile beraber büyümem ve annemden gelen aşırı hayvanseverlik sonucunda genellikle kucağıma çıkan kediler, elimi yalayan Lama'lar, tekne ile giderken yanımıza gelen yunuslar gibi pek çok hayvan ile yakından tanışma imkanım oldu.

Geçtiğimiz haftasonu annemle babam beni trene bindireceklerine söz verdiğinden Kadıköy'e gitmeye karar verildi. Bahçede annemlerin kısa bir işi olduğundan bende etrafta koşturup oynuyordum ki bu ufak kedicik çıkageldi.

Sevsem mi sevmesem mi diye düşünerek kaldırıma oturduğumda ise Hop atladı kucağıma...





Annemler kediyi benden zar zor uzaklaştırdıktan sonra metro ile çıktık yola...

Acaba ne gelecek heyecanla bekliyorum...


O baya hızlı gidiyormuş bende şöyle bir tutunayim.


Kadıköy'e gideriz Halil Lahmacuna uğramadan döner miyiz? Tabiki hayır :)


Dönüşte özgürlüğümü ilan ettim yürüyen merdivenlerden kendim çıkıp, koridorlarda koşturdum.



13 Ekim 2014 Pazartesi

İyi ki doğdun Duru kız

Arkadaşlarım arasında en sevgi dolu olanı, en kızılı, en güleryüzlüsü ve en büyüğü olan Duru artık 6 yaşında.


Cumartesi günü sabahta annem ile beraber alışverişe çıkarak Duru'ya güzel bir hediye almanın derdine düştük. Duru bu aralar Forzen Elsa hayranı olduğundan ilk amaç o temaya uygun bir hediye bulmaktı. Ve şansımıza o gün gelen Elsa kostümünü bulmanın heyecanı ile annem hemen telefona sarıldı Duru'nun annesini arayarak alalım mı yoksa var mı diye ama şansımıza zaten Duru çoktan kostümünü almış ve akşamüzeri doğumgününde giyecekmiş.

Sonrasında hediye aramamızı başka bir hediye ile tamamladık ve sonradan aldığımız bilgiye göre Duru hediyemizi çok beğenmiş. Güzel günlerde oynasın dedik :)

Hediyemiz ile eve gittikten sonra parmaklığı çıkmış olan yatağımda bir türlü öğlen uykumu uyumadığımdan akşamüzeri tam doğumgününe gidecekken koltukta uyuyakaldım.


Annem ve babam en azından 1 saat uyumam, biraz dinlenmem için izin verdiler uyumama. Sonrasında doğumgününe çıkmak için çıktık koşturup gittik.

Doğumgünü biz gittiğimizde çoktan başlamıştı ancak pasta kısmını yakalamıştık.




Pastayı mideme indirdikten sonra balonlar ile dışarıda koşturan abilerin peşine takılıp bende koşturup koşturup durdum bütün akşam boyunca.


Tekrar iyi ki doğmuşsun Duru. Güzel, mutlu, sağlıklı ve bol bol beraber oynayacağımız bir yaş olsun.




9 Ekim 2014 Perşembe

Bodrum'da bayram tatilinin ardından

Bayram tatili dolayısı ile annemin çok önceden yaptığı planlamalar ile biz annemle Bodrum'a, ablam ailesini ziyarete Gürcistan'a ve babamda arkadaşları ile motor gezisine gidiyordu.

Son dakika babamın gezi planları iptal olunca o da bizimle beraber Bodrum'a gelmeye karar verdi ve tatilin başladığı Perşembe akşamından Bodrum'a uçtuk. Annem ve benim uçağım saat 8'de babamın ki ise aynı uçağa yer olmadığından bir sonraki uçaktaydı. Annem ilk defa kendi kendime koltukta oturarak uçacağımdan dolayı biraz endişeliydi ama ben her zaman ki gibi çok uslu bir şekilde kemerimi bile açmadan bütün yol boyu oturarak onu çok şaşırttım.

Tabi Bodrum'da eve girince oyuncaklarına uzun zaman sonra kavuşmuş bir çocuk olarak geç saate kadar uyumadım ve evin içinde koşturup durdum.


Ertesi sabah kahvaltıdan önce bahçede rutin kontrollerimi yaparken dev bir kaplumbağa ile karşılaştım. Yaşadığım heyecan ve şaşkınlık karşısında evdekileri baya güldürdüm. Kaplumbağaya mama verdim, kabuğuna arada babamdan öğrendiğim şekilde tık tık yaptım veya sevdim.



Kahvaltıdan sonra Gökova - Çökertmeye doğru yola çıktık. 2 gün boyunca teknede kalıp, sahilde kumlarla oynayıp balık tuttum.





Sabahları erken uyandığımdan babamla beraber sahilde yürüyüş yaptık, denize taş attık.




Bayramın 2. günü havanın biraz bozması ile beraber Bodrum'a geri döndük. Gelen giden misafirler eksik olmadı herkes benim ne kadar büyüdüğümü söyleyip mıncıklayıp durdu. Annem ve babam beni bütün parklara ve Oasis'in içindeki mini lunaparka götürdüler. Ne de olsa bayram eğlenmek çocukların hakkı.





Bayramın 3. günü akşam taaaa Hindistan'dan kuzenlerim Bora ve Poyraz geldi. Her ne kadar birbirimize koca bahçeyi biraz dar etsekte çokta fena değildik. (Kendime not: oyuncakları arkadaşlarım ile paylaşmayı biraz daha öğrenmem gerekiyor)





İstanbul'a dönmeden önceki son gün havanın harika olmasını fırsat bilerek annem ve anneannem ile beraber Bitez'e gittik. Bitez'i çok seviyorum çünkü sahili kum ve denizi sığ olduğundan rahat rahat girip çıkıp oyun oynayabiliyorum.



Denizin içinde balık tutma denemeleri yaptım, balıklara ekmek attım, benimkisi hobi amaçlı olduğundan balık yakalamak değil zaman geçirmek eğlenmek önemliydi.

Çarşamba sabahı erkenden tekrar yola çıkma vakti gelmişti. Beni zar zor uykumdan uyandırıp hepberaber yola çıktık. Bu sefer İstanbul'a anneannem ve dedem de ablam gelene kadar bana arkadaşlık etmek üzere geliyorlar.

Hepinizin geçmiş bayramı kutlu olsun. Kocaman öpücükler.

17 Eylül 2014 Çarşamba

El Ayak Ağız Hastalığı

Çocuklar arasında 3-6 yaş dönemi ve sonbaharda daha sık  rastlanan bir rahatsızlık olan El Ayak Ağız hastalığı virütik bir hastalıkmış.

Hastalığın ilk belirtileri 38-39 derece ateş sonrasında takip eden kızarıklıklar. Kızarıklıklar normalde ağız içerisi, el içleri ve ayak altlarında görünüyor ama hastalığın bazı çocuklarda bacak ve kollarına da sıçrama yaptığı görülüyor. Ateşin bitmesinden sonra kızarıklıklar 3 gün boyunca yavaşça artarak çıkıyor, su çiçeğine benzer bir yapıya gelen kızarıklıklar 3. günden sonra kendiliğinden kuruyarak kaybolmaya başlıyor.





Ağız içersindeki kızarıklıklar çocuklarda özellikle yemek yeme ve yutma zorluğu yarattığından su bile içemez duruma gelinebiliyor.

Hastalık nadiren çocuklardan büyüklere geçiyor. Ama ben bu nadir insanlardan biri olduğumdan hastalığı kendime bulaştırmayı başardım. Bulaşma yolu temasdan daha çok ağız salgısı,  yaralardan çıkan sıvı ile temas veya dışkı ile temas ile gerçekleşiyor. Bu dönemde ellerin bol bol yıkanması gerekiyor.


Hastalık virütik olduğundan tedavi amacı ile kullanılabilecek malesef bir ilaç bulunmuyor. Ateş düşürücüler (Calpol, minoset, Ibufen) ile 38 üzerine çıkan ateş düşürülerek rahatlatılıyor. Döküntülerin acısı, kaşıntısı için uygulanabilecek her hangi bir krem bulunmuyor.

Biz Borga'nın kaşıntıları için su çiçeği sırasında kaşıntıyı azaltmak için kullanılan Aloe Vera'lı köpüğü kullandık. Borga'da işe yaramış gibiydi ama yetişkinlerde işe yaramadığını söyleyebilirim. (PoxClin)



Hastalığı su çiçeğindan ayırmanız için küçük bir not. Su çiçeği karında başlıyor, El Ayak Ağız ise genellikle ağız içerinde boğaz bölümünde başlıyor.

Yetişkinlerde hastalık çocuklarda olduğundan daha yavaş ve daha acılı ağrılı bir süreç olarak devem ediyor. Ben döküntülerin 3. günü olmasına rağmen elimle birşey tutmakta ve yürümekte zorlanıyorum.

Borga'nın hastalık süreci tamamlandı bende sanırım acılı sürecin sonuna gelmek üzereyim. Umarım evde başka bir kişiye daha bulaşmadan süreci tamamlıyor olacağız.


7 Eylül 2014 Pazar

Atlas Bey'in doğumgünü

Yakın arkadaşlarımdan Atlas Bey bu haftasonu 2 yaşını bitirdi.

Atlas'ın doğumgününe gitmek için annemin iş seyahatinden gelmesini bekledik ve bende öğlen uykumdan uyandıktan sonra düştük yola.

Doğumgünü partisine arkadaşlarım Alp, Bade ve Lal'de gelmişti.


Hepberaber animatör abla ve abi eşliğinde oyunlar oynadık dans ettik.




Ve tabi bide çikolatalı pasta yedik



İyi ki doğmuşsun Atlas arkadaşım.