30 Ekim 2014 Perşembe

Cumhuriyetimizin 91. yılını kutladık

Cumhuriyet bayramı için her sene olduğu gibi yine Bağdat caddesindeki Fener alayı yürüyüşüne katıldık.

Çok kalabalık olduğundan puset yerine annem bu sefer beni kangurumda sırtında taşıdı. Babam evden çıkarkan taşıyamazsın, belin sırtın ağırır Borga çok ağır diye beni biraz rencide etmiş olsa da annem inat etti ve çıktık.

Arabamızı Suadiye'ye park ettikten sonra annemin arkadaşları ile buluşarak Divan ışıklara kadar yürüdük.







Dönüşte ben uslu durduğumdan ve çok acıktığımdan Mc donalds'a uğrayıp hamburger alıp evimize geri döndük.


3 yıldır Bağdat caddesindeki her yürüyüşe katılıyorum ve Cumhuriyet coşkusu hiç bitmiyor. Her sene olduğu gibi Cadde yine çok güzeld, her yer kalabalık ve ışıl ışıldı, müzikler, dansçılar, bayraklar... Çok eğlendim çok....

26 Ekim 2014 Pazar

Annemle haftasonun ardından

Annem 1 haftalığına iş için yurtdışına gittiğinden dolayı görememiştim, seyahatten döner dönmez hemen okuluma bana süpriz yapmaya geldi.
Önce şaşırdım, sonra atladım boynuna, başladım öpmeye, sonrasında ise birazcık naz yaptım tabiki beni neden bu kadar zaman bırakıp gittin diye.

Sonrasında haftasonu olduğundan bol bol beraber vakit geçirme fırsatımız oldu. Annemle parka gittik, şansımıza Can ve amcam Rıfat'da parktaydı, beraber oyun oynadık.






Havanın güzel olmasını fırsat bilip parktan sonra biraz yürüyüş yapalım diye Starbucks'a gittik. Annem hemen bana sevdiğim Havuçlu Kek ve portakal sularını kaptı geldi.


Tabiki portakal sularımızı bol bol şerefe yaptıktan sonra içtik.


Pazar sabahı erkendan uyanıp hemen annemin yanına koştum, yatakta biraz keyif yapıp oyunlar oynadıktan sonra alışveriş yapmak için Carreforu'a gittik.


Öncesinde oyun yerine uğramazsak olmadı. Yarış arabası beni pek heyecanlandırmadı. Gözüm ilerideki ekskavatörde kaldı.


Ve işte ekskavatörü kaptım. Ben bu iş için doğmuşum arkadaşlar, harika bişi bu.


Birazda çocuk olduk atlı karıncaya bindik.


Markette anneme alması gerekenler konusunda listeyi tutarak ve aldıklarımızı sepete yerleştirerek destek oldum.


Annem ben olmasam ne yapar bilmiyorum. İyi ki varım değil mi annecim :)

19 Ekim 2014 Pazar

Borga ve kedicik

Evimizin bahçesinde bulunan çok sayıda kedi ile beraber büyümem ve annemden gelen aşırı hayvanseverlik sonucunda genellikle kucağıma çıkan kediler, elimi yalayan Lama'lar, tekne ile giderken yanımıza gelen yunuslar gibi pek çok hayvan ile yakından tanışma imkanım oldu.

Geçtiğimiz haftasonu annemle babam beni trene bindireceklerine söz verdiğinden Kadıköy'e gitmeye karar verildi. Bahçede annemlerin kısa bir işi olduğundan bende etrafta koşturup oynuyordum ki bu ufak kedicik çıkageldi.

Sevsem mi sevmesem mi diye düşünerek kaldırıma oturduğumda ise Hop atladı kucağıma...





Annemler kediyi benden zar zor uzaklaştırdıktan sonra metro ile çıktık yola...

Acaba ne gelecek heyecanla bekliyorum...


O baya hızlı gidiyormuş bende şöyle bir tutunayim.


Kadıköy'e gideriz Halil Lahmacuna uğramadan döner miyiz? Tabiki hayır :)


Dönüşte özgürlüğümü ilan ettim yürüyen merdivenlerden kendim çıkıp, koridorlarda koşturdum.



13 Ekim 2014 Pazartesi

İyi ki doğdun Duru kız

Arkadaşlarım arasında en sevgi dolu olanı, en kızılı, en güleryüzlüsü ve en büyüğü olan Duru artık 6 yaşında.


Cumartesi günü sabahta annem ile beraber alışverişe çıkarak Duru'ya güzel bir hediye almanın derdine düştük. Duru bu aralar Forzen Elsa hayranı olduğundan ilk amaç o temaya uygun bir hediye bulmaktı. Ve şansımıza o gün gelen Elsa kostümünü bulmanın heyecanı ile annem hemen telefona sarıldı Duru'nun annesini arayarak alalım mı yoksa var mı diye ama şansımıza zaten Duru çoktan kostümünü almış ve akşamüzeri doğumgününde giyecekmiş.

Sonrasında hediye aramamızı başka bir hediye ile tamamladık ve sonradan aldığımız bilgiye göre Duru hediyemizi çok beğenmiş. Güzel günlerde oynasın dedik :)

Hediyemiz ile eve gittikten sonra parmaklığı çıkmış olan yatağımda bir türlü öğlen uykumu uyumadığımdan akşamüzeri tam doğumgününe gidecekken koltukta uyuyakaldım.


Annem ve babam en azından 1 saat uyumam, biraz dinlenmem için izin verdiler uyumama. Sonrasında doğumgününe çıkmak için çıktık koşturup gittik.

Doğumgünü biz gittiğimizde çoktan başlamıştı ancak pasta kısmını yakalamıştık.




Pastayı mideme indirdikten sonra balonlar ile dışarıda koşturan abilerin peşine takılıp bende koşturup koşturup durdum bütün akşam boyunca.


Tekrar iyi ki doğmuşsun Duru. Güzel, mutlu, sağlıklı ve bol bol beraber oynayacağımız bir yaş olsun.




9 Ekim 2014 Perşembe

Bodrum'da bayram tatilinin ardından

Bayram tatili dolayısı ile annemin çok önceden yaptığı planlamalar ile biz annemle Bodrum'a, ablam ailesini ziyarete Gürcistan'a ve babamda arkadaşları ile motor gezisine gidiyordu.

Son dakika babamın gezi planları iptal olunca o da bizimle beraber Bodrum'a gelmeye karar verdi ve tatilin başladığı Perşembe akşamından Bodrum'a uçtuk. Annem ve benim uçağım saat 8'de babamın ki ise aynı uçağa yer olmadığından bir sonraki uçaktaydı. Annem ilk defa kendi kendime koltukta oturarak uçacağımdan dolayı biraz endişeliydi ama ben her zaman ki gibi çok uslu bir şekilde kemerimi bile açmadan bütün yol boyu oturarak onu çok şaşırttım.

Tabi Bodrum'da eve girince oyuncaklarına uzun zaman sonra kavuşmuş bir çocuk olarak geç saate kadar uyumadım ve evin içinde koşturup durdum.


Ertesi sabah kahvaltıdan önce bahçede rutin kontrollerimi yaparken dev bir kaplumbağa ile karşılaştım. Yaşadığım heyecan ve şaşkınlık karşısında evdekileri baya güldürdüm. Kaplumbağaya mama verdim, kabuğuna arada babamdan öğrendiğim şekilde tık tık yaptım veya sevdim.



Kahvaltıdan sonra Gökova - Çökertmeye doğru yola çıktık. 2 gün boyunca teknede kalıp, sahilde kumlarla oynayıp balık tuttum.





Sabahları erken uyandığımdan babamla beraber sahilde yürüyüş yaptık, denize taş attık.




Bayramın 2. günü havanın biraz bozması ile beraber Bodrum'a geri döndük. Gelen giden misafirler eksik olmadı herkes benim ne kadar büyüdüğümü söyleyip mıncıklayıp durdu. Annem ve babam beni bütün parklara ve Oasis'in içindeki mini lunaparka götürdüler. Ne de olsa bayram eğlenmek çocukların hakkı.





Bayramın 3. günü akşam taaaa Hindistan'dan kuzenlerim Bora ve Poyraz geldi. Her ne kadar birbirimize koca bahçeyi biraz dar etsekte çokta fena değildik. (Kendime not: oyuncakları arkadaşlarım ile paylaşmayı biraz daha öğrenmem gerekiyor)





İstanbul'a dönmeden önceki son gün havanın harika olmasını fırsat bilerek annem ve anneannem ile beraber Bitez'e gittik. Bitez'i çok seviyorum çünkü sahili kum ve denizi sığ olduğundan rahat rahat girip çıkıp oyun oynayabiliyorum.



Denizin içinde balık tutma denemeleri yaptım, balıklara ekmek attım, benimkisi hobi amaçlı olduğundan balık yakalamak değil zaman geçirmek eğlenmek önemliydi.

Çarşamba sabahı erkenden tekrar yola çıkma vakti gelmişti. Beni zar zor uykumdan uyandırıp hepberaber yola çıktık. Bu sefer İstanbul'a anneannem ve dedem de ablam gelene kadar bana arkadaşlık etmek üzere geliyorlar.

Hepinizin geçmiş bayramı kutlu olsun. Kocaman öpücükler.