5 Mayıs 2015 Salı

Bodrum sezonu açıldı

Annemin doğumgününü kutlamak ve havaların güzel olmasını fırsat bilerek hemen hızlıca plan yaptık ve soluğu Bodrum'da anneannem ve dedemin evinde aldık.


Dalında limonlar itina ile sulanır...


 Kara ile tatil boyunca bol bol hasret giderdik.



Şansımıza annemin kuzeninin ikizleri Bora ve Poyraz'da Bodrumdaydı. Onlarla biraz atışıp, biraz kaynaştık, beraber vakit geçirme fırsatı bulduk.


Denize girmek için henüz erken olmasına rağmen ben kıyafetler ile su içerisinde baya bir ilerleyerek sırılsıklam olmayı tabiki başardım.


Babamla beraber motora binmek için ufak ufak ısınma turları attık


Harika, çok eğlenceli, tam benlikmiş bu trambolin olayı. Bayıldım.... Hop hop hopp



Her tatilin olduğu gibi bu kısa tatilinde sonu çabucak geldi ve yazın gelip daha uzun kalmaya söz vererek Bodrum'dan ayrıldık ve evimize döndük.



25 Nisan 2015 Cumartesi

Nezahat Gökyiğit Botanik Parkı - Saklı Cennet

23 Nisan'ın tatil olması ama havanın kötü olmasından dolayı bir türlü organize olamadık.

En sonunda bize arkadaşım Bade ve ailesi geldi, en kötü evde takılalım dedik.

Baktık ki sonrasında hava açtı, annemin aklına harika bir fikir geldi ve Ataşehir'deki Nezahat Gökyiğit Botanik parkına gitmeye karar verdik.

Şansımıza hava çok güzeldi ve kalabalık değildi. Böylece biz Bade ile başladık ortalıkta koşturmaya...

İlk durağımız Keşif Bahçesi oldu, kaydıraklar, gemiler herşey doğal malzemeden yapılmıştı. Bizi parktan çıkarmak için annemler türlü numara yapmak zorunda kaldılar.




Yolları boş bulduk bol bol koşturduk.

Göl kenarında kazlar ve ördekler çok hoşumuza gitti. Tabiki kazların ne kadar vahşi olduğunu henüz o ara anlamamıştık :)



Bir ara Bade ile birbirimize sarıldık ve kameralara beklenen pozları verdik.


Sonrasında birazda aile ile kamera karşısına geçip gezimizin hatıra fotoğrafını çektik.




Hangi ara sormayın ben bir ara bulduğum bir su birikintisine ayakkabılar ile girmeye kalkınca annem hemen mühendislik harikası poşet çözümü ile günü kurtardı.





Bugüne kadar buraya neden gelmedik diye kendi kendimize konuşarak günümüzü bitirdik ve evlerimize döndük. Sanırım bu sene buraya birkaç kere daha geleceğiz.

24 Nisan 2015 Cuma

Benden anneme doğumgünü hediyesi



Annem uzun zamandır benim adımı dövme yaptırmak istiyordu ama bir türlü tam olarak istediği tasarımı kafasında canlandıramadığını söylüyordu.

Sonunda günü geldiğinde annem bir iş çıkışı bebeklik arkadaşı olan Memo abinin uzun zaman önce Etiler'de açtığı Berrge Tattoo Studio'da aldı soluğu...


Sanırım yaptırırken biraz acıdığından suratında kötü bir ifade var.



Ama bittiğinde çok beğendik...


Şimdi ben her gördüğümde bakıp, gösterip "Bobo" diyorum :)

18 Nisan 2015 Cumartesi

Borga'nın yeni imajı

Aradan tam 1 yıl geçmesine 1 gün kala yine annemle babam tutturdular saçımı kestirelim diye.

Önce ufak çaplı bir nerede karmaşası yaşansa da sonunda babamın mahalledeki berberinde karar kılındı.

Berberde uslu durmazsam diye hazırlıklar yapıldı. Çubuk kraker, ipad, oyuncak arabalar herşey çantaya atıldı ve yola çıkıldı. (Yola çıkıldı dediysem 2 sokak ötesi fazla uzak değil yani)

Berbere girince ufak bir şaşkınlık sırasında hooop koltuk bana özel yükseltilmiş duruma geldi ve oturtuldum.



Ne olduğunu anlamadan zaten fısfıs ile saçım ıslatıldı. At kuyruğu yapılan 1 yılın emeği saçlarım tek bir makas darbesi ile benden alınarak anneme armağan edildi.

Sonrasında hızlı hızlı hareketler ile kafamda birşeyler yapılırken bende heyecan ile yerimden bile kıpırdamadan aynadan seyrettim.



Son olarak saçıma en havalısından şekil verildi ve işte tamamım...



Beğendiniz mi kızlar?


3 Nisan 2015 Cuma

Bir Lohusa anneden mektup










Sevgili Yakınım;
Dokuz aylık yorucu bir süreçten çıktım; tüm bedenimin, tüm psikolojimin anbean değişmesini, bedenimde bir canlının büyümesini izlemek ruhsal olarak çok yorucuydu, doğumu hiç anlatmıyorum- ki hem eylemsel olarak hem ruhsal olarak oldukça zordu benim için. Şimdi;
Tüm bu aşamalardan sonra sahip olduğum minik şey hakkında her söylediğini, anneliğime yapılmış bir hakaret olarak göreceğim, dolayısıyla ben sormadan fikir beyan etme, eğer yardım etmeye çok hevesliysen, mutfak tezgahında biriken bulaşıkları yıka ya da karnımı doyurmam için bana fırsat yarat!
Aşırı yorgun, uykusuz ve dolayısıyla gerginim,benden misafir hizmeti ya da güleryüz bekliyorsan bir yıl boyunca evime gelme.
Başkalarının bebeklerinin başına gelen korku filmlerini hiç merak etmiyorum! Anlatma! (Yüzüstü yatırdığımda boğulur mu diye düşünebilecek kapasitede bir beynim var çok şükür ki ve emin ol senden önceki on misafir de aynı uyarıları yaptı!)
Anlaşılmaya, anlayışa, güleryüze her zamankinden çok daha ihtiyacım var, hayatımı kolaylaştırmaya çalış, stres yükleme, stresimi azalt.
O gördüğün minik şeyi 9 ay karnımda taşıdım, doğurdum ve 7/24 gözlemliyorum; neden ağladığını senden daha iyi tahmin edebilirim, o yüzden tahminlerini kendine sakla. Bebeğim ağlarken zaten yeterince gergin oluyorum o yüzden fikir yürütmek yerine, bana bir bitki çayı yapıp hafif bir müzik açarsan daha fazla yardımcı olursun.
Evin ısısını (ay bu ev çok sıcak terler bu çocuk), bebeğimin giysisini (ince mi o üzerindekiler biraz?) mememden gelen sütü (sütün yetmiyor galiba aç bu çocuk) farkında olabilecek kadar kendimdeyim merak etme, eğer sormadıysam ben de merak etmiyorum demektir.
Telefonda gelmen için saatlerce yalvarmış olabilirim ancak değişken hormonlarımı ve bebeğimin huzurunu düşünerek uzun uzadıya beni darlama. Huzursuzsam huzur ver. Sohbet etmek istiyorsam sohbet et. Uyumak istiyorsam bebeğimi pışpışla.
Arada sırada "bebeği ben kontrol ederim sen banyonu yap", "bir duşa gir ben burdayken ben misafir değilim", " ben bebeğe bakarken biraz uyu istersen" gibi cümleler kurmayı dene çünkü fareyi gözleyen kedi gibi bu anları gözlüyorum.
Sizin nasıl çocuk büyüttüğünüzü hiç merak etmiyorum. Zaten büyütmüşsünüz. İzin verin ben de benimkini büyüteyim.
Eski ben olmamı bekleme! Çünkü bu mümkün değil. Hayata kendimden daha fazla değer verdiğim ve deli endişelere sürüklenmemi sağlayan minik bir can getirdim. Hayatımın bundan sonraki kısmında eski halimi anımsatsam da eski ben olmayacağımı bil. Bana baktığın zaman gördüğün kişi değişmemiş olabilir. Ama tüm duygularım, tüm düşüncelerim, bedenim ve hormonlarım değişti.
Herkes doğurdu evet! Tek doğuran ben değilim ama şu an bunu bilmek benim için birşeyi değiştirmiyor!
Yalnızca birkaç ay şımartılmaya, sevilmeye, korunmaya, kayırılmaya ihtiyacım var. Zor değil.
Sevgiler.
Lohusa.


Bebeğimi beklerken Facebook grubundan alınmıştır.