13 Eylül 2015 Pazar

Yeni okul, yeni dönem ve yeni Borga

Borga zaten 1 senedir haftada 3 gün yarım gün olarak Kozyatağında yürüme mesafesinde olan Happy Family club oyun okuluna gidiyordu.

Okulunu, öğretmenlerini ve arkadaşlarını seviyordu herşey yolundaydı. Bakıcı ablamız ile sabah kahvaltıdan sonra 11'de gidiyorlar, ablası Borga'yı okulun kafesinde bekliyor ve saat 13:00'da da beraber eve geliyorlardı. 3 saat gayet yeterliydi.

Bu sene artık biraz daha büyüdüğünden dolayı daha düzenli bir hayata adım atması için arayışa girdik ve çevremizde yer alan birkaç okulu belirledik kendimize.

Okullar hakkında yazdıklarım tamamen bizim görüşlerimizdir. Çocukların hepsinin karakteri, huyu farklı ise beklentilerde ona göre birbirinden farklılaşıyor. Herkese saygı göstermek lazım.



1. Küçük Kara Balık: Daha başta elemek durumunda kaldık çünkü kontenjan biz Ağustos ayında aradığımızda Borga'nın yaş grubu (3 yaş) için çoktan dolmuştu. Açıkçası illa Montessori olsun, Waldorf olsun gibi bir arayışımız da bulunmuyordu.



2. Azra Anaokulu: Okul ve bahçesine denecek hiçbirşey yok. Eğitim sistemi de tamam. Ama okulun saat 10'da başlaması, kahvaltının olmaması, istenir ise kahvaltıyı siz yanında yollayın biz burada yaptırırız demeleri bizim pek hoşumuza gitmedi. Bakıcımız zaten evde gerekir ise kahvaltısını yaptırır ondan sonra gider. Ama işte dedim en başta biz biraz düzen ve disiplin olsun diye aradığımızdan sabah istediği saatte gelsin, kahvaltıyı ister burada yapar isterse evde mantığı bize pek uymadı.


3. Işık Erenköy Güneş Kampüsü: Kampüs ve okul binasına denecek söz yok. Adı üzerinde orası Işık ayrı bir ekol. Fiyat olarak diğerlerine göre çok daha yüksek ama biz değer diye düşünüyoruz. Okul müdürü ile görüştük bize son derece faydalı bilgiler verdi, sorularımızı son derece tatmin edici yanıtladı. Işık anaokulunda Borga'nın yaş grubu okula yarım gün gidiyor, sabah yoga ile derse başlanıyor, branş derslerinin hepsi yabancı öğretmenler tarafından tamamen ingilizce yapılıyormuş. Bizim çekimser kaldığımız nokta burası oldu. Borga daha tam olarak Türkçe düzgün cümleler bile kuramadığından ingilizceyi işin içine karıştırmak için erken olduğunu düşündük. Samimi olarak okul müdürüne ilkokul öncesi hazırlık sınıfına gelse o zaman 2 senenin eksikliği İngilizce açısından geride kalmasına neden olur mu diye sorduğumuzda. Samimiyetle olmayacağını söyleyerek içimize su serpti. İlkokul için Işık istediğimiz için ve hazırlık sınıfında Işığa başlamamızın daha doğru olacağına karar vererek okuldan ayrıldık. (İlkokula dışarıdan öğrenci alınmıyor, sadece anaokulundan gelen çocuklar alınıyor)


4. Melek Yuvası Anaokulu: Bahçeli küçük bir villa olarak hizmet veren Melek Yuvasında geçen seneden beri gözüm vardı ama geçen sene haftada 3 gün kabul etmediklerinden dolayı elemek durumunda kalmıştık. Bu sene  5 yarım güne geçme kararı alınca burası ilk gittiğimiz yerlerden biri oldu. Okulun sahibi ile yaptığımız görüşmede eğitim içerikleri, yemek, kahvaltı, kurallar hakkında uygulamaları öğrendik. Öğretmenlerin geçmişlerini dinledik. Bizim için tamamdı. Borga'nın sınıfı maksiumum 16 kişi olacak şekilde planlanmıştı, sınıf öğretmenimiz Begüm öğretmen okul açıldığından beri 5 senedir oradaydı, daha öncesinde ise Bilfen. (Bilfen gibi hırslı, yarışatı mantığında eğitim yok burada) Borga'nın en sevmediği kazanan, ödül ve ceza uygulamaları olmaması da bizim için karar vermeyi kolaylaştırdı. Sabah 8:30'da okula gidiyor, saat 9'da kahvaltı yapılıyor, 12'ye kadar eğitim-oyun, 13'de İngilizce dersinden sonra okul 13:30'da bitiyor. Annesi babası çalışanlar için tam gün programı 18:30'a kadar devam edebiliyor ama bizim ihtiyacımız olmadığından düşünmedik.

Sonuç olarak yapılan küçük araştırmalar sonrasında şimdilik 2 haftadır Melek Yuvası'nın Kırmızı Mercanlar sınıfı öğrencisi Borga.


Nasıl gidiyor derseniz, Borga'nın adaptasyon özelliği yüksek olmasına rağmen hiçbirimize bağlı olmayan bir çocuk olmasına rağmen ilk gün saat 1.30'u beklemeden ilk günden bunaltmayalım diye 1 saat erken aldık. Sonraki günler sabahları biraz naz yapsada sorunsuz olarak gitti.

Bir de yemek sorunu vardı. Evde bakıcı ablamız sürekli olarak üzerine titrediğinden yemekleri kendi yemiyor ise abla tarafından yedirildiğinden tembeliz. Okulda kazanmaya çalıştığımız eğitimlerden biri kendi kendine yemek yemek. Şimdilik fena değil biraz motivasyon ile kendi yemeğini yemeye başladı.

Şimdi ise öğretmen bana kızdı diye serzenişlerde ama nedenini de kendi söylüyor. Çünkü sınıf saatinde Borga bahçeye inmek istediğinden öğretmeni kızmış. İşte bu da oyun grubundan normal okula geçişte geçireceğimiz dönemlerden biri. Kurallar ile tanışma, kurallara uymayı öğrenme...


7 Ağustos 2015 Cuma

Yunanistan seferi

Bayramda annem ve babam ile beraber geldiğim Bodrum'dan onlar beni burada bırakarak İstanbul'a döndüler.

Onlar yokken çok uslu durdum ve anneannem ile dedemi hiç üzmedim.

1,5 hafta sonra bir baktım ki akşam annem çıkageldi.. Çok mutlu oldum ama tabiki hemen kollarına atılmadım, biraz kendimi ağırdan sattım. Hatta öyle ki bir süre anneme bile anneanne dedim ve annemin sinirlerini bozdum.

Annemin de gelmesi ile bizimkiler tabi yerinde durur mu? Hadi dediler tekne ile çıkalım Yunanistan'a gidelim.

Hedef Kalymnos adasının Palionissos koyu...

Yelekler giyildi, yelken açıldı, yola çıktık bile.


Bu manzara bir harika... Ayrıca çok tarzım gördüğünüz gibi, ada bile olsa tarzımdan ödün veremem

Tekneden karaya bu minik bot ile gidip geliyoruz, arada dedem kullanmama izin bile verdi. Büyüdüm tabi ben

Ben ve adadaki en yakın arkadaşım Mikalis... Aynı dili konuşmamamız anlaşamadığımız anlamına gelmiyor

Günün en keyifli anı... Dudaa.. Yani dondurma

İnsanlık için küçük ama benim için büyük bir adım... Tarihe not ilk defa muza bindim. Dedem ile beraber bütün koyun içerisinde tur attık.

Tamam arada ablalardan faydalanıyor olabilirim. Beni dolaştırdılar seve seve :)

Dedem bana ayıp bişiler öğretti sanırım... Ama çok eğlenceli :)


Çarşamba sabahı erkenden ben daha uykudayken tekrar İstanbul'a döndü. Benim için sorun yok ki burada günler zaten annem babam olmadan da çok güzel geçiyor.


23 Temmuz 2015 Perşembe

Bayram Bodrum'da kutlanır

Emin dedemin iş için 2 günlüğüne İstanbul’a gelmesinden dolayı Bodrum’a gidiş yolunda dedem de bize takılıyor. Yollar bayram öncesi kalabalık olduğundan gidişimiz normalden biraz daha uzun sürüyor ama sorun yok muhabbet ederek gidiyoruz.


Sabahın erken saatinde Bodrum’a vardığımızdan ben uykumu almış oluyorum ve bir daha uyumayı reddediyorum.



Bodrum’un içi çok kalabalık olduğundan biz daha yok evde, bahçede ve havuzda zaman geçiriyoruz.
Bu sene kolluk ile yüzme olayını artık iyice çözdüğümden arada kolluksuz havuza atlama denemeleri de yaparak herkesi korkutuyorum.




Akşamları Oasis'e mini lunaparka gidiyoruz

Anneannem bana burada kalacağım süre boyunca arkadaşlık etmesi için bana oyun abisi ayarladılar. Annemler buradayken Can Abi ile de tanışıyorum. Herkes onu çok seviyor.

Bayramın artık son günü biraz olsun sosyalleşmek için Bade’lerin sitesine gidiyoruz. Deniz, kum, oyunlar derken koca bir gün nasıl geçiyor anlamıyoruz.






Çok güzel bir günün ardından ben tabiki arabaya bindiğimizde daha fazla dayanamayarak uykuya dalıyorum.

Bu güzel gün için çok teşekkür ederiz Yaprak ailesi… Sizi seviyoruz.

14 Temmuz 2015 Salı

Annemin BENSİZ! Londra kaçamağı

Annem iş dolayısı ile 1 haftalığına Londra’ya gitti, gerçi sonradan aldığım haberlere göre 3 günlüğüne de kendine tatil yaparak arkadaşım Hasan Efe’lere gitmiş ve onlarla kalmış.

Tabi annem her nerede olursa olsun hep beni düşünür, benim için bol bol DisneyWorld, M&M World, Hamleys ve Harrods mağazalarını gezmiş, hediyeler almış… Canım benim yoksa kendini düşündüğünden değil J








Şansına orada olduğu zaman arkadaşım Hasan Efe’nin ilk piyano resitali varmış, ona da beraber gitmişler. Annemin dediğine göre daha Hasan Efe sahneye çıkarken bu kadar heyecanlanıyorsa acaba ilerde ben sahneye çıktığımda neler yapacak çok merak ediyorum.



Piyano resitali sonrasında atmışlar kendilerini Londra sokaklarına... Efe ben bu işe çok bozuldum, bizde seninle beraber gidelim gezelim buraları




Son gün yağmur filan olmuş biraz ama yinede bizimkilerin gezmesine engel değil. Bu sefer Efe de var yanlarında bir ben ve babam yok olmaz ki böyle... Di mi baba?


"Nanik nanik Borga.... Bak annenle ben sensiz geziyoruz... "
Offf Deniz Teyzee....


4 Temmuz 2015 Cumartesi

Canım büyükbabaannem melek olmuş

2 Temmuz Perşembe günü dedem Kanlıca’da büyükbabaannemle beraber iken büyükbabaannem melek oldu. 

Ben de büyükbabaannemi tanıdığım için çok şanslıyım. 



Her ne kadar birbirimizin kim olduğunu bilmesek bile birbirimize sımsıkı sarılıp, öpmüştük… Sanki içten içe birbirimizin kim olduğunu biliyor gibiydik.

Yolun açık olsun pamuk büyükbabaannecim… Biz seni çok sevdik, iyi ki seni tanışmışım.