borgabobo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
borgabobo etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2015 Cumartesi

Nezahat Gökyiğit Botanik Parkı - Saklı Cennet

23 Nisan'ın tatil olması ama havanın kötü olmasından dolayı bir türlü organize olamadık.

En sonunda bize arkadaşım Bade ve ailesi geldi, en kötü evde takılalım dedik.

Baktık ki sonrasında hava açtı, annemin aklına harika bir fikir geldi ve Ataşehir'deki Nezahat Gökyiğit Botanik parkına gitmeye karar verdik.

Şansımıza hava çok güzeldi ve kalabalık değildi. Böylece biz Bade ile başladık ortalıkta koşturmaya...

İlk durağımız Keşif Bahçesi oldu, kaydıraklar, gemiler herşey doğal malzemeden yapılmıştı. Bizi parktan çıkarmak için annemler türlü numara yapmak zorunda kaldılar.




Yolları boş bulduk bol bol koşturduk.

Göl kenarında kazlar ve ördekler çok hoşumuza gitti. Tabiki kazların ne kadar vahşi olduğunu henüz o ara anlamamıştık :)



Bir ara Bade ile birbirimize sarıldık ve kameralara beklenen pozları verdik.


Sonrasında birazda aile ile kamera karşısına geçip gezimizin hatıra fotoğrafını çektik.




Hangi ara sormayın ben bir ara bulduğum bir su birikintisine ayakkabılar ile girmeye kalkınca annem hemen mühendislik harikası poşet çözümü ile günü kurtardı.





Bugüne kadar buraya neden gelmedik diye kendi kendimize konuşarak günümüzü bitirdik ve evlerimize döndük. Sanırım bu sene buraya birkaç kere daha geleceğiz.

24 Nisan 2015 Cuma

Benden anneme doğumgünü hediyesi



Annem uzun zamandır benim adımı dövme yaptırmak istiyordu ama bir türlü tam olarak istediği tasarımı kafasında canlandıramadığını söylüyordu.

Sonunda günü geldiğinde annem bir iş çıkışı bebeklik arkadaşı olan Memo abinin uzun zaman önce Etiler'de açtığı Berrge Tattoo Studio'da aldı soluğu...


Sanırım yaptırırken biraz acıdığından suratında kötü bir ifade var.



Ama bittiğinde çok beğendik...


Şimdi ben her gördüğümde bakıp, gösterip "Bobo" diyorum :)

18 Nisan 2015 Cumartesi

Borga'nın yeni imajı

Aradan tam 1 yıl geçmesine 1 gün kala yine annemle babam tutturdular saçımı kestirelim diye.

Önce ufak çaplı bir nerede karmaşası yaşansa da sonunda babamın mahalledeki berberinde karar kılındı.

Berberde uslu durmazsam diye hazırlıklar yapıldı. Çubuk kraker, ipad, oyuncak arabalar herşey çantaya atıldı ve yola çıkıldı. (Yola çıkıldı dediysem 2 sokak ötesi fazla uzak değil yani)

Berbere girince ufak bir şaşkınlık sırasında hooop koltuk bana özel yükseltilmiş duruma geldi ve oturtuldum.



Ne olduğunu anlamadan zaten fısfıs ile saçım ıslatıldı. At kuyruğu yapılan 1 yılın emeği saçlarım tek bir makas darbesi ile benden alınarak anneme armağan edildi.

Sonrasında hızlı hızlı hareketler ile kafamda birşeyler yapılırken bende heyecan ile yerimden bile kıpırdamadan aynadan seyrettim.



Son olarak saçıma en havalısından şekil verildi ve işte tamamım...



Beğendiniz mi kızlar?


17 Mart 2015 Salı

Efsanelerin buluşması

Annemin çok eski en yakın arkadaşlarından Cemre abla ve şans eseri benden tam 1 sene sonra aynı gün doğan Kıvanç ile biraraya geldik.



Birbirimizi hep fotoğraflardan görüyorduk ama buluşmamız daha bir efsane oldu. Önce biraz naz yaptık birbirimize fazla bas vermedik ama sonrasında benim kanım çok ısındı, çok sevdim Kıvancı.



Ayrılırken son bir öpüp ayrıldık. Sanırım ileride çok iyi iki arkadaş olacağız, kaderde bir arada olmak var gibi...


19 Şubat 2015 Perşembe

Kartalkaya'nın altını üstüne getirdik

Ve işte merak edilen Kartalkaya tatilimiz bol fotoğraflı olarak karşınızda.

Cuma sabahı erkenden arabalarımıza atladık ve çıktık yola.

1. Ekip: Selen İşmen ve Evren Deniz (Saat: 04:00 çıkışlı)
2. Ekip: Nilay - Murat - Borga Bozacıoğlu ve Ela - Mert - Emre - Berk Akduman (saat 07:00 çıkışlı)
3. Ekip: Alanda - Emre - Atlas Kuzucu ve Hande - Cenk - Alp - Bora Coşkuntürk (saat 09:00 çıkışlı)
4. Ekip: Eda - Ömer - Lal Hatman (saat 10:00 çıkışlı)

1. ekip saat 09:00'da pistte yerlerini aldı ve günü doldu dolu değerlendirmeye başladı.

2. ekip kahvaltı haklarını ev yerine Sapanca'daki Titiz Izgara'dan yana kullandı ve muhteşem bir kahvaltı yaptıktan sonra tekrar yola koyuldu.

Saat 13:30 civarında herkes 2 günlüğüne yerleşeceğimiz Kartal Otele varıp odalarına yerleşmişti.

Bizde annemle babam anlaşma yaptılar. Kahvaltıdan sonra öğlen yemeğine kadar annem kayağa gidecek bana babam bakacak, yemekte beraber olacağız. Sonrasında annem tekrar kayağa gidecek ve saat 5'e kadar kaydıktan sonra yine sabah kahvaltısına kadar benimle ilgilenecekti. (Sistem kesinlikle sorunsuz bir şekilde çalıştı ve herkes halinden son derece memnundu)

Şansımıza havanın harika olmasını fırsat bilip otelde oyalanmadan attık kendimizi Kartal Cafe'nin oraya. O da ne hepimizde aynı tulumlar resmen pişti olmuşuz, rezillik :))) (Atlas - Borga ve Lal)

Pişti olmanın ilk şokunu atlattıktan sonra başladık karlada yuvarlanmaya oyunlar oynama ve kızakla kaymaya.

Kızak sırası beklemektense 2 kişi binmeyi tercih ettik. Vay bizi yukarı çekenlere...

Centilmen erkek olarak Laliko'yu yukarı çekme işi bana kaldı.

Aramızda bizden başka çocuk olanlarda vardı, babam kaptı kızağı...



İlk günün heyecanı ve yorgunluğu ile günü çok uzatamadan akşam annemle beraber sarılıp hemencecik uyudum.

Sabahın ilk ışıkları ile gözümü açıp yine kahvaltı sonrası pistlerdeyiz.

Annem arada aklına gelip yanımıza uğruyor, sonra yine ortadan kayboluyor.

Sonunda akşam otele dönen annem ile kavuşma anını babam yakalamış hemen.


Akşam yemeklerinden sonra otelin çocuk odası tam bizler için. (4-7 yaş arasındaki çocuklar yanında büyükleri olmadan bırakılabiliyor)

Bol bol ortalıkta koşturup, etrafta yer alan çocukların oyuncaklarına sulandıktan sonra anneler ve çocukları için uyku vakti gelip odalarına çekildiğinde meydan babalara kalır.

Dediklerine göre bar çok kötüymiş, müzikler berbatmış filan ama nedense yüzleri hiç öyle demiyor.

Ve tatil sonrası tam kadro olarak karşınızda Kartalkaya ekibi. 
Herşey inanılmaz güzeldi. 
Sizlerle her türlü yola varız biz.


12 Şubat 2015 Perşembe

Kartalkaya öncesi hazırlıklar

Bu haftasonu kalabalık bir grup olarak arkadaşlarımla beraber Kartalkaya'ya kızak yapmaya gidelim dedik ama anne ve babalar hemen takıldılar peşimize.

Sonuç olarak 12 anne-baba, 5 çocuk ve 2 bebek olarak Cuma sabahı Kartalkaya için yola çıkıyoruz.

Kızaklar alındı, kıyafetler alındı, ben hazırım gerisi önemli değil.


Kar ile öncesi annemin benim için seçtiği şeylere bir bakalım o zaman.

İlk olarak zaten alınacak olan tulum sadece bu sene üzerime olacağından gidip çok pahalı birşey almak istemedik. Onun için Tchibo'da görür görmez bu tulumun üzerine atladık. Hatta %50 indirim bile vardı. Yani tam 4 ayak üzerine düştük. İçi yumuşaçık polar kaplı ve puf puf, fermuarın bitiş kısmında boynumu rahatsız etmemesi için koruma var, ayrıca popo kısmında uzun süreli yerlerde sürünmeye dayanıklı kalın ve su geçirmez bir kısım yer alıyor.


Renk olarak tam uyumlu olmasa da eldivenlerimi de mavi aldık. annem seçerken kolay giyilip çıkarılması için parmaksız bir model seçti, yanında fermuarı sayesinde kolayca giyip çıkarabiliyorum, bileği yüksek olduğundan da kolumun içinde kalıp kar girmemesini sağlayacak, içinde su geçirmez malzeme olduğundan ise ellerim ıslanmadan uzun süre kar oynayabileceğim.


Son olarak botlarım. Esasında bu botlarım geçen sene alınmıştı ama annemler sağolsun beni biraz gözlerinde abarttıklarından büyük almışlar ancak bu sene giyme fırsatım oldu. 


Ve bütün hazırlıklar tamam artık kar ile buluşmaya hazırım.

Haftaya kar maceralarımız ve kalabalık çocuklu grup olarak deneyimlerimiz ile sizinle olacağız. Bekleyin bizi.

2 Şubat 2015 Pazartesi

Bade ile evcilik

Haftasonu arkadaşım Bade'lere gittik.

Artık büyüdüğümüz için annemler yemeklerini rahat rahat yediler, muhabbet ettiler. Biz ise Bade ile beraber odada oyun oynadık ve çizgi film seyrettik.

Yemekten sonra babam bizim evcilik oyunumuza dahil oldu.




Bir ara Bade'nin saç tokaları ortaya çıktı ve benim gözüme bu tokalar çok ilginç şeyler gibi geldi. Ne yapılıyor acaba bunlar ???



Pazar sabahı o kadar yorulmuştum ki annemin yanına gelip onunla beraber saat 11'e kadar uyudum... Oh pazar miskinliği ne kadar güzel birşeymiş böyle.