25 Aralık 2013 Çarşamba

Laliko 1 Yaşında

Bu haftasonu en iyi arkadaşlarımdan Lal'in doğumgünüydü.  Bu sayede uzun zamandan sonra hastalığı atlatıp dışarı çıkmış ve arkadaşlarımla bir araya gelmiş oldum.

Arkadaşlarım Emre, Alp ve Bade ile güzel bir gün geçirdik. Lal'in annesi Eda çok güzel bir köşe hazırlamıştı Laliko için bende hemen inceledim tabi neler var neler yok diye.


 
Önce "amma amma" diyerek tabağımı doldurdum ve bir süre uslu uslu masada oturup karnımı doyurdum.
 


Sonrasında Alp'in babası Cenk Abi bize komik komik hikayeler anlattı. Gazozun içinde neler var, itfaiyeciler ve ambulanslar hakkında hepimiz dikkatle onu dinledik ama ben bir süre sonra sıkılıp babamın kucağından atladım aşağı.


Aşağı atayıp günün benim için en eğlenceli zamanları başladı. Koşturdum, arabalarımla oynadım, Emrişko ve Alp ile güzel zaman geçirdik ve eğlendik.

 

Veee beklenen Anne - Çocuk fotolarımız geldi.

İşte kaşınızda güzel Laliko ve annesi Eda, Emrişko ve annesi Ela, Alp ve annesi Handeee.... Bide BİZ :)






 
Tarihe not: Annem şişeden pipet ile kola içiyordu bende tutturunca annem pipet ile nasıl olsa oynarım diye uzattı bana şişesini. Hemen hop atladım ve koca bir fırt buz gibi Cocacola'yı içtim. Çokta sevdim. Tabi annem kafayı yedi çocuk kola içti, yandık, ne olacak, hangi ara pipet ile bir şey içmeyi öğrendi bu çocuk diye.... Anne sende beni halen bebek zannediyorsun sanırım.

22 Aralık 2013 Pazar

2. Bölüm: Mobilya seçimimiz

Mobilya ile ilgili birçok arkadaşımızdan farklı seçimler ve tercihler ile nedenlerini dinledik.

İlk tercihimiz esasında İkea'dan yanaydı. Çünkü düşününce her erkek çocuk gibi 5 yaş civarına geldiğinde arkadaşında gördüğü arabalı yataktan isteyeceğinden nasıl olsa değiştireceğiz diyorduk. Ama İkea'nın bebek yataklarını incelediğimizde çok dar, kenarlarının indirilip kaldırma şansı olmayan bir tür olduğunu gördük. Zaten dolaplarından da açıkçası içimize sinen olmadığından vazgeçtik.

Sonrası herkesin gittiği Modoko'da mesai harcamamız gerekti. Baby Art, BabyLand, Ponente, Meltem Mobilya başlıca baktıklarımız arasındaydı.

Tabi ki biz gitmeden kriterlerimizi belirlemiştik.

  • Boyasız kurşunsuz su bazlı olmalı,
  • Kaplama olmamalı,
  • Köşeleri yuvarlaklaştırılmış olmalı,
  • Rafları sabit olmalı,
  • Çekmeceleri ithal stoperli olmalı,
  • Büyüyen yatak seçeneği olmalı,
  • Parmaklık aralıkları standartlara uygun ve parmaklığın kilitleri sağlam olmalı vs vs diye listemiz gidiyordu.
Bide tercih meselesi tamamen ama sade ve çok çocuksu olmaması gerekiyordu.

Bizim beklentiler biraz fazla olunca zaten çok fazla seçenek de kalmıyordu ortada.

Hedef Meltem Mobilya oldu.


Modoko'da beğendiğimiz takımı ikinci kere görmeye gitmek istediğimizde teşhirden kaldırdıklarından mecbur karşıya geçip Masko'daki Meltem Mobilya'nın yerine gittik ürünü görüp tamamdır fazla düşünmeye gerek yok diyerek siparişimizi verdik.

Çok klasik olarak gördüğünüz Classy - Boy oda takımında karar kıldık. Yukarıda belirttiğimiz kriterlerimize uygun artı olarak yatak altına ikinci bir yatak konabilecek veya çekmece olarak kullanılabilecek kocaman bir bazaya sahip ve dolap içindeki askının ışıklı olması sayesinde aradıklarımızı rahatlık ile bulabiliyoruz.



Mobilyamız söz verilen zamanda getirildi fakat bir parçası İzmir'den fabrikadan eksik yüklendiğinden dolayı kurulumu 1 hafta gecikmeli oldu. Kurulumu sırasında gelen ekip son derece hızlı ve başarılıydı. Sonuçta az gecikmelide olsa memnun kaldık diyebiliriz. Mobilyamızı 18 aydır severek kullanıyoruz ve hiçbir sorunla karşılaşmadık.

Mobilya alışverişinde pazarlık etme şansımız çok olmadı ama uzun uğraşlar sonucunda oda takımına uygun raf, alternatif olarak kullanılabilecek beyaz kulp takımı ve yarı-ortopedik iç yatağı hediye olarak aldık.

Bir sonraki yazımız mefruşat takımları, tülbentler ve havlular hakkında olacaktır. Bizi izlemeye devam edin...

18 Aralık 2013 Çarşamba

Biz neler aldık, neler kullandık, ne düşünüyoruz Yazı Dizisi - 1.bölüm: Puset seçimimiz

Ne zamanadır kullandığımız ürünler ve araştırmalarımız ile yazıları toparlamak istiyordum. Bugün puset seçimimiz ile yazı dizimize başlıyorum.

Zaman zaman çevremde arkadaşlarım ve tanıdığım insanlar bazı ürünlerle ilgili fikirlerimi soruyor. Bunun nedeni sanırım hiçbir ürünü sadece başkasında görüp beğendiğimden değil, iyice araştırmadan almamam. Artıları eksileri iyice değerlendirmem.

Bizim için ilk olan Pusetimiz ile başlayalım.

Tercihlerimiz arasında güvenlik testlerindeki başarısından ve yıllardır aldığı ödüllerden dolayı MaxiCosi Cabriofix anakucağı vardı.
Bu anakucağının artıları ise şöyle; son derece güvenli, hafif, kılıfları yıkanabiliyor, arabaya isofix aparatı alarak veya kemer ile bağlanabiliyor, aksesuarlar (yağmurluk, sineklik, havlu kılıf) ile uyumlu, sadece MaxiCosi pusetler ile değil aynı zamanda yukarıda gördüğünüz aparatlar ile her marka pusete de uyumlu hale geliyor.

İkici olarak en büyük zorluğu puset seçim sırasında yaşadık. Seçimimize yön veren en önemli kriterlerimiz her türlü zeminde gidebilsin, sadece yol değil, dağ, bayır ve kumsalda bile kullanabilelim. Bu yüzden büyük tekerlekli olması şarttı. Bugaboo ve Neo Concord'a indirdiğimiz iki tercih arasında fiyat olarak Neo Concord'un daha uygun olması ve tam o gün son kalan kampanyalı Kırmızı NeoConcord ile e-bebek'de karşılaşmamız sonucu arabamıza kavuştuk.

Arabamızın artılarını şu şekilde sıralayabiliriz. Kullanması çok rahat, itmek için güç harcamaya gerek yok, bebek veya çocuk içerisinde çok rahat oturup uyuyabiliyor, güneşliği son derece büyük ve kullanışlı, ayarlanabilir ayak kısmı, 2012 itibari ile büyümüş olan alt sepet, tutma yerinin ayarlanabilir olması ve en önemlisi koltuğu iki yönlü  çocuk hem ne hem de arkaya bakacak şekilde kullanabilmek. Tabiki arabanın bazı eksileri de var. Katlanmasının alışana kadar karmaşık olması, kilo olarak hafif olmaması, katlandığında çok yer kaplaması ama kolay çıkartılabilir arka tekerlekleri ile bir şekilde bagajınıza sığdırabilirsiniz, güneşlik kısmı kapatıldığında çocuğa bakmak için bir pencere olabilirdi, son olarak ise alt sepetin açma kapama işlemi sırasında zorlanarak ufak yırtılmalar oluşması durumu var.

Yaz döneminin gelmesi, Borga'nın büyümesi ile beraber kolay kullanımı olan, hafif ve küçük bir puset daha almaya karar verdik.

Öncelik sıklıkla kullanılan MacLaren pusetlerdi. Hafif, uygun fiyatlı, kolay kullanılan ve katlandığında az yer kaplaması gerektiğinden baston pusetler tercihimizdi. MacLaren'in küçük, hafif ve uygun fiyatlı modellerini (Volo ve Triump) inceledik. Kumaş, kullanılan metal parçalar ve tekerleklerin kalitesi çok hoşumuza gitmedi. Ayrıca çocuğun oturduğu yer son derece dar ve soğuk havalarda bütün soğuk ve rüzgarı alttan alacak durumdaydı.


O sırada bakınırken Mamas&Papas'ın Tour modelini gördük. Aklımızda hiç olmamasına rağmen özellikleri, kullanılan malzemesi ve fiyatı ile bizi son derece tatmin etti. Artılarını sıralamak gerekirse hafif, katlaması kolay, kumaşı ve takıp çıkartılabilen ek minderi ile rahat, ayak kısmında çocuğun uyurken rahat etmesini sağlayan açılıp kapanan kısmı, güneşlik üzerinde yer alan penceresi ile çocuğu görme imkanı sağlıyor, arkada yer alan cebine elinizdeki ufak eşyaları koyabiliyorsunuz ve koltuğun geri yatma açısı son derece yeterli. Her üründe olduğu gibi bu ürününde bazı eksi yönleri var. Tekerlekleri küçük olduğundan önceki pusetimize göre iterken daha fazla güç harcamak gerekiyor, düz zeminde rahat bir sürüş imkanı veriyor, her baston pusette olan yetersiz güneşlik sorunu Tour içinde geçerli.

8 Aralık 2013 Pazar

Emrişko'nun doğumgünü

Hastalıktan biraz olsun sıyrılalım, hava alalım biraz arkadaşlarımı göreyim diye Emrişko'nun doğumgününe uğramaya karar verdik.

Partinin olduğu yer Happy People bizim evin hemen aşağısında daha önce birkaç kere gittiğimiz yerdi. Yürüyerek gidiverdik hemde hava almış olduk. 

Oyun yerinde önce kalabalık diye birazcık korktum ama sonra hemen kendime uygun bir yer olan oyun evine attım. Arada başka arkadaşlarımda beni evimde ziyaret etti. 




Çok fazla kalamadık ama bir dahaki sefere eğleniriz dedik ve ayrıldık. 

Bugün daha iyiyim. Artık ateşim yok biraz burun tıkanıklığı ve biraz huysuzlukla karışık öksürük kaldı. Yarın daha iyi olacağım. 


Hepinize iyi geceler. 

7 Aralık 2013 Cumartesi

Borga 18 Aylık

Hastayız keyfimiz pek yerinde değil ama yinede 18. Ay kutlaması yaptık. 


Ben artık büyüdün kocaman oldum. Bakın bu da benim 18. Ay pastam. 

Ailecek hastayız

Havalar soğur soğumaz grip salgını başladı ve ilk olarak babam grip mikrobuna yenik düştü. 

Tabi sonrasında aynı evin içinde mikroptan kaçamayan ben ve annemde nasibimizi aldık. Annem ateşi var ama ayakta geçiriyor ama benim için durum biraz daha zor oldu. 

İlk gün ateşim 38'den aşağı inmedi annemle beraber hemen doktora gittik ve sonrasında da hastaneye gidip doktorumuzun istediği testleri yaptırdık. 


Doktorun korktuğu gibi değil ama gripmişim. 3-4 gün kadar ateş devam eder sonra toparlarmışım. 
* 3 saatte bir Minoset ve Ibufen'i dönüşümlü olarak kullanıyorum. Minoset yerine önceden Calpol içiyordum ama içindeki çilek aroması bana alerji yaptığından değiştirdik. 


Bugün 5. Günümüz ateşim çok yükselmiyor ama burun akıntısı ve bugün itibari ile başlayan öksürük yüzünden biraz huysuzum.


Badekız ve Emrişko ile oyun saati

Her haftasonu arkadaşlarımla bir araya gelip güzel vakit geçiriyoruz. Annemlere hiç rahatsız etmeden kendi kendimize oyuncak, kitap, yapıştırma ve Leliko ile takıldık durduk. 



Bir ara acaba Bade erkeklerin yanında rahatsız olurmu oyunlarımızı sevmeyebilir mi dedik ama ohhooo o bizden daha deneyimli çıktı bu oyunlar konusunda. 


Emrişko'da bize çok güzel abilik yaptı. Oyuncaklarını veri anlattı, beraber oynadık. 


28 Kasım 2013 Perşembe

Adavapuru yandan çarklı

Annem uzun zamandır adaya gidelim, vapura binelim, bisiklete binelim, faytona binelim diyip duruyordu. Bu haftasonu baktılar hava güzel. İstanbul kalabalık hadi dediler Ada için gün bugündür. 

Atladık önce arabaya sonra vapura vardık Büyükadaya. 



Önce bir düşündük ne yapsak fayton mu bisiklet mi diye. Annem babamı kandırdı ve hemen gittik bisikletçiye. Çocuk koltuklu bir bisiklet istedik. Şansımıza pembe bir bisiklete takılı koltuğumuza kavuştuk. 

İşte aşagıda gördüğünüz şekilde koltuğuma yerleştim ve ada turu başladı. 


Kırbahçesi gibi biryerde mola verdik. Annemler kahvelerini içerken bende çimenlerde koşturup kedicikler ile oynadım. Kediciklerden biri beni çok sevmiş olacak ki peşimi bırakmadı, atladı kucağıma. Sarıldım, öptüm, mıncıkladım bol bol. 


Bisiklet turumuzun sonuna yaklaşırken bir aile fotoğrafı çektirdik. Ama fark edeceğiniz üzere ben o arada sızmıştım. 


Bakınız Şekil 1A bisiklet arkası uyku modum. 


Güzel hava, bol güneş, bol oksijen, hayvanlar, bisiklet, çimenler, vapur, deniz, martılar. Bu Ada bir harikaymış!!!

10 Kasım 2013 Pazar

En yakın arkadaşım Nilay

Beraber alışveriş yaparız

Beraber yemek yeriz

Beraber poz veririz

Beraber oyun oynarız

Beraber çalışırız

Beraber kutlarız

Beraber eğleniriz

Kısacası Nilay benim en yakın arkadaşım ve beraber çok güzel vakit geçiriyoruz. 






Durukız ve Batu Bey ile buluşma

Annemler uzun zamandır görüşemiyoruz diye hemencecik bir organizasyon yaptılar ve arkadaşlarım Duru ve Batu akşam bize geldiler. 
Bütün akşam 3ümüz kendi kendimize salonda ve odamızda oyun oynadık. Anne ve babalarımızın bizimle ilgilenmesine hiç gerek kalmadan. Ben arada masaya gidip annemden 1 çatal yemek alıp sonra tekrar odama gidip arkadaşlarımla oynamaya gittim. Annem o kadar şaşırdı ve sevindi ki. Sanırım ne kadar büyüdüğümü ve arkadaşlarımla ne kadar güzel oynadığımı göstermiş oldum. 



Durular gelirken bide minik pasta getirmişler. Kimsenin doğumgünü değildi ama hepberaber mumu üfledik ve afiyetle yedik. 



Saat artık 22:30 civarı daha fazla dayanamadım ve annem beni yatırdı. Hiç itiraz etmeden yattım uyudum. 


29 Ekim 2013 Salı

Ne mutlu Türküm diyene!

Doğdum doğalı İstanbul ve Bodrum'daki yürüyüşlerin hepsinde yerimi alıyordum. Bu kural yine değişmedi ve bu 29 Ekim'de de yine annemle beraber Bağdat Caddesindeki Cumhuriyet Yürüyüşüne gittik.
29 Ekim 2012 - Cumhuriyet'in izinde 1. yıl


29 Ekim 2013 - Cumhuriyet'in izinde 2. yıl
 
O kadar kalabalıktı ki hiç araba almadan annemle yürüyerek inmeye karar verdik, Cadde'ye yaklaştığımızda aldığımız doğru kararda dolayı kendimizi kutlayarak hemen kalabalığa karıştık.

Önce Eda halamların yanına gidip biraz onlarla takılıp, etrafı seyrettik. Gelen geçen annemin arkadaşları ile biraz takıldıktan sonra bu sefer Caddebostan'da babam, babaannem ve teyze annem ile buluştuk.



Ben bir yandan etrafımı seyredip diğer yandan Çubuk krakerlerimi yedim. Saat artık 9'a geliyordu. Hem hava serinlediğinden hem de taksi bulmamız daha da imkansız olmadan vakitlice evimize geldik.

Bir Cumhuriyet Bayramını daha coşku ile ve hep beraber kutladık. 90 yıldır yıkılmayan ve yıkılmayacak olan Yüce Cumhuriyetimiz için meydanlarda yerimizi almaya devam edeceğiz.






NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Tarihe not

Nerdeyse 2 yaşındayken çıkması gereken köper dişlerimizden sağdaki 28 Ekim 2013 itibari ile kendini gösterdi. Diğeride 29 veya 30 Ekim'de aramıza katılmış olacak. 

Biz farkına bile varmadık sorunsuz ama bol salyalı bir şekilde köpek dişimizi çıkardık. 


10 Ekim 2013 Perşembe

Salkım salkım üzümler

Artık elma ve armut yemekten sıkılmıştım annem bana farklı minikminik tam benim elime göre yeşil bişiler çıkardı ortaya. 
Önce ne yapacağımı anlamadım top sandım oynadım ama bi baktım hmmmm harika tatlı tatlı bişiler bunlar.




Artık açıyorum dolabı hop hemen kasenin içinden kapıyorum bir avuç çaktırmadan, sonra bir avuç daha.