31 Temmuz 2012 Salı

Borga ile ilk uçak yolculuğu

Yazın başından beri İstanbul'u bekledik ama artık vakit geldi. Şu herkesin bahsettiği gidip geldiği Bodrum nasıl biryermiş bizde bir görelim bakalım.

Annem ve anneannem bütün kıyafetlerimi, oyuncaklarımı ve gereken şeyleri toparladı. Dedemde Sasha ile bütün eşyaları annemin arabasına yükledi ve yola çıktı. Akşamında da babam bizleri havaalanına bıraktı. Babamı arkada bırakmak üzücüydü ama yakında o da gelecek yanımıza.
Annem ve anneannem uçak yolculuğunda nasıl duracağımı ne yapacağımı çok merak ediyordu. Uçakta yaklaşık 6 bebek vardı hepimiz pusetlerimizi kapıda teslim ettik ve yerlerimizi aldık. Ben zaten ağzımda emziğim cokcokcok takılıyorum kulaklarım rahatsız olmadan rahatça kalktık.
Uçakta yanımızda bir kadın oturyordu sürekli konuşmasa daha rahat ve sakin bir yolculuk geçirebilirdim ama teyze sağolsun hiç susmadı ki bende uyuyim.
İnişte de sorun yaşamadan uçaktan ayrıldık yemek faslınıda iniş sırasında hallettiğimden havaalanından eve kadar uyudum.
Akşam annem ve dedem hemen yatağımı hazırladılar bende banyomu yaptım ve yorgunluk ile uyudum.

Ve sabah gözlerimi Bodrum'un ilk gününe açtım.

27 Temmuz 2012 Cuma

Borga'nın pasaportu

Yazın uzun süre Bodrum'da kalacağımızdan belki tekne ile Yunan adalarına geçeriz dedik ve Borga'nın pasaportunu çıkarmaya karar verdik.

Gerekenler;
- 2 adet biometrik fotoğraf (bakınız Borga'nın fotosu aşağıda)
- TC Kimlik Nosu bulunan Nüfus cüzdanı,
- Anne ve babanın nüfus kağıtları,
- Bankadan pasaport süresi ve cüzdan bedelinin yatırıldığına dair "tahsil edilmiştir" yazılı ve ıslak imzalı dekont,
- Noterden alınan muvaffakatne veya başvuru sırasında hazırlanan muvaffakatname,

Bu arada başvuru için anne-baba-çocuk herkesin randevu alarak pasaport şubesine gitmesi gerekiyor.

Fotoğraf çekiminde Borga'nın isyan çığlıkları vardı ve ortaya bu absürd fotoğraf çıktı. Zaten bu kadar ufak çocuğun niye fotoğrafı istenir anlamadim. Benzemediğini bırak zaten sürekli tipi ve ifadesi değişiyor.

Pasaport başvurusu sırasında sistler hata verdiğinden iki kere gitmemiz gerekti ama hallettik sonunda 20 gün sonra pasaportumuz gelicekmiş.

26 Temmuz 2012 Perşembe

Borga'nın ilk yatılı ziyareti

Borga ilk defa evi haricinde bir yerde yatıya kalıyor.
Babamızın Fethiye'ye gitmesi sonucu evde yalnız kalmak istemeyen annem beni alıp babaannem ve büyükbabamın Tuzla'daki evlerine geldi.
Böylece bende ilk yatılı misafirliğimi ve park yatak deneyimini yaşamış oldum.
Yarın sabahda anneanne ve dedemi karşılamaya havaalanına gideceğiz.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Borga ile bir gün

Sabah 6:30 itibari ile duyulan çığlık ile başlıyor günümüz. Hemen koşup odasından kapıyor bizim yatağa gelip emziriyorum ve beraber sabah şekerlemesi yapıyoruz bir sonraki beslenme saatine kadar.
Sonrasında hayat salonda devam ediyor benim için tv Borga için duvardaki fotoğraf ve resimler veya içeriye yansıyan ışıklar eşliğinde. Arada yemek arada uyku şeklinde güne devam eden Borga izin verdikçe bende kahvaltı, duş, çamaşır, ütü işlerini hallediyorum. Bazende bunların hiç birini yapamadan sadece onunla ilgileniyorum.
Akşama doğru artık uyumama ve eğlenme saati geliyor. Tummytime, baby gymlastic, masaj, agu çalışmaları.
Akşam baba geldikten sonra birazdaha ağlama, sızlanma. Akşam banyosu ve beslenmeden sonra cuppa yatakkkk.

17 Temmuz 2012 Salı

Gecen haftadan komik kareler

40 uçurması

Bu haftasonu artık 40 günümüzü doldurduk. Annemde bende çok daha iyiyim. Henüz o bahsedilen 40'ı çıksın bak nasıl düzelicek, huyu suyu değişecek, herşey düzene girecek kısımları görmeye başlamadık.
40ımızı ailenin İstanbul'da kalan kısmı ile beraber ufak bir yemekte kutladık. Fotoğraflarımızı nispet olsun diye anneanne ve babaannemizle paylaştık.

Bu hafta havalar o kadar ısındı ki annemle çok fazla birşey yapamadan evde hatta salonda klima ile vakit geçirdik. Haftasonunun gelmesi ile babamla beraber cumartesi günü erkenden çıktık. 40 uçurması diye birşey varmış onu yapalım diye. Tabi bizimkiler yine abarttılar sanki 40 gündür hiç dışarı çıkmamışım gibi. Önca Bayrampaşa Forum İstanbul, sonra Sarıyer'den başlayan bir boğaz turu, sonra Anadolu yakasında boğaz turu, hızımızı alamayıp küçükyalıdan bir tur ve eve geliş. Arabada klima vardı sıcaktan etkilenmedik ama yinede hepimiz pestil gibiydik.
Ama akşam evde oturduğumuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Akşamda büyük teyzem Şükranlara ve Edoş halama yemeğe gittik.
Ve şuanda da hepimiz Tuzladaki yazlıkta dinlenip keyif yapıyoruz.

Sizi haftasonundan bazı karelerle başbaşa bırakarak iyi pazarlar ve iyi bir hafta diliyorum.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Kalça ultrasonu

Doğumdan 1 ay sonra yapılması gereken rutin bir kontrol olan kalça ultrasonu için dün annemle beraber hastaneye gittik.
Annem yalnız başına bu kadar uzun zaman araba kullanacağından ve hastanede ne yapılacağını bilmediğinden biraz heyecanlıydı. Ama bende uslu durdum ve onu hiç üzmedim.
Canım hiç acımadan doktor amca kontrolünü yaptı. Bitek o soğuk jel denen şeyi sürdüğünde biraz ürperdim o kadar.
Bugün 1 ay 5 günlüğüm.

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Sabah keyfi

Bu sabah annem yemeğimi yedirdikten sonra arkadaşım fare ile beni kocaman yatağıma bıraktı bir süre orada takıldım rahat rahat.
Ne güzelmiş böyle geniş ve kocaman biyerde yatmak. Babamın deyimiyle Harran ovasıymış. Harran ne? Ova ne?? Baba anladığım dilden konuşsana.

6 Temmuz 2012 Cuma

1.Ay

Zaman nasıl geçecek derken 1. Ayımızı geride bıraktık.
Her gören ne kadar büyümüş boyu uzamış diyordu gerçekten büyümüşüm. Doktor Nüviz teyzemde aynı şeyi söyledi. 4.340gr ve 55cm olmuşum.
Bunu duyan annem çok sevindi çünkü benim nasıl büyüyeceğim ile ilgili endişeleri devam ediyordu.
Bu arada anneannem ve dedem artık Bodrum'a geri döndü orada onları bekleyen bir sürü kişi varmış. Bende Ağustos'da gittiğimde onlarla tanışacağım. Ayrıca şu Bodrum denen yerle ilgili merakım gitgide artıyor. Annemin sabah izlediği birşeyde de sürekli Bodrum geceleri, Bodrum plajlarından bahsediliyor. Babaannemler bile şuanda orada bitek biz burada kaldık gibi hissetmeye başladım artık.

1 Temmuz 2012 Pazar

Haftasonu çok gezdik

Artık 25 günlük kocaman bir bebek olduğumdan dolayı rahat rahat dışarı çıkabiliyorum. Tabi bunu duyan annem ve babam işi birazcık! abarttılar...

Cumartesi günü önce Cadde'de Yaprak ailesi ve arkadaşım Bade ile buluşup biraz yürüyüş yaptık.


Babam ve Başar amcam bizlerle hava attı resmen herkeslere...

Sonrasında Eda halamla beraber Carribou'ya gittik. Cadde'yi gören güzel bir masaya yerleştik.


Annemler kahvelerini içtiler bende sütümü, tabii sonrasında küçük bir operasyon yapmak gerekti :)


Hızını alamayan annemler akşam yemeği içinde Handosh ile beraber Köşebaşı'nda yemeğe gitmeye karar verdiler. 


25 günlük çocuğu rakı masasına meze yaptılar...

Pazar günü biraz daha insaflı davrandılarda beni fazla yormadılar. Havanın biraz serinlemesini bekledikten sonra sahile indik. Çimenlerde oturduk.

Sonra arkadaşım Bade'nin gelmesi üzerine Zanzibar'a gittik. Orada uslu uslu oturdum... Evimize geldik, banyomu yaptım, yemeğimi yedim ve yattım.