30 Aralık 2012 Pazar

2012 bitiyor

2012 yılı benim için yarısı annemle beraber güvenli bir ortamda, diğer yarısı ise beni zorla çıkarttıkları bu dünyada geçti.

Ne oldu geldikte bu dünyaya önce bastım yaygarayı, sonra karnımı doyurmanın derdine düştüm, habire tepemde birileri "ahh ne tatlı, ahh maşallah, aynı annesi, aynı babası vs vs". Derken anne baba ile daha sıkı ilişki başladı. Sonrasında gelsin ilkler;

İlk gülümseme

İlk aşı

İlk agular

İlk dönüş

İlk elini uzatmak

İlk oyuncağı tutuş

İlk ismine tepki verme

İlk ek besin

İlk oturma

İlk hastalık

İlk ayakta duruş

Liste uzar gider. Benim çatlak annem bu olayların hepsinin tarihini ya not almıştır yada sizinle buradan paylaşmıştır zaten.

Şimdi 2013 geliyor yeni yılda birsürü ilke imza atmayı düşünüyorum. Dolayısı ile beni takip etmeye devam edin.

Hepinize Bobo'dan sevgi dolu yeni yıllar dilerim.

Bu iğrenç espriyi yapmazsam çatlarımmmm. Seneye görüşürüzzzzzzz.



26 Aralık 2012 Çarşamba

Batu'nun bloguna misafir olduk

Arkadaşım Batu geçenlerde Duru ile beraber bize gelmişti. Tabi onlar Duru ile benim uykumdan fırsat oyuncaklarımla oynadılar sonra uyanıp bende onlara katıldım.

Biraz büyüyim nasıl koşucam onların peşinde haberleri yok.

Bu arada Batu'nun anneside fotoğraf makinesini getirmişti herzaman olduğu gibi birbirinden güzel fotoğraflarımızı çekti. İşte birkaç kare geri kalanları için Batu'nun bloğuna bakabilirsiniz.

Batu-tiftikci.blogspot.com











İlk hastalık

Etrafım ne zamandır sürekli hapşıran, burnu akan insanlarla doluydu sonunda benide hasta etmeyi başardılar.

Önce burnum tıkandı, sonra hapşırdım, sonra öksürdüm ve son numaramda ateş!!!
Çok yüksek değil ama akşamları 37,7 gibi ateşim oluyor annem hemen beni yıkıyor, ateş düşürücümü verip yatırıyor.

Gündüzleri burnumun akmasına ve öksürmeye aldırmadan oyunumu oynuyor, yemeğimi yiyorum yani keyfim yerinde.

Böylece annemlere ilk hastalığı yaşatmış oldum. Herşeyin bir ilki vardır annecim hastada olucam, ateşimde çıkıcak çok normal.

Bu arada gece babam ara ara uyurken yanıma gelip benimle oturuyor, uyurken beni izliyor sonra annemede uykum kaçtı numarası yapıyor.



22 Aralık 2012 Cumartesi

Borga ve yeni koltuğu

Ben artık büyüdüm bu anakucağı denen şeye sığmıyorum ama annemler inatla beni buna tıkıştırmaya çalışıyorlar.

Artık anneannem ve dedem bu işe el attılar ve bana kocaman bir koltuk aldılar. Arabaya hemen taktık ve kuruldum yeni yerime. Camdan dışarı bakmak, yüzüm
öne dönük gitmek çok keyifliydi. Biraz şaşkınlık ile ağzım açık dışarıyı seyrettim sonra uyuyakaldım.

Bu arada aldıkları koltuk önceden olan isifix baza ile uyumlu olsun diye yine maxi-cosi pearl aldılar. Hemde isofix sayesinde yatırıp dikleştirebiliyorlar böylece bende rahat oturup uyuyorum.



21 Aralık 2012 Cuma

Teknolocik Borga

Annem ve babam böyle olursa benimde küçük yaşta teknoloji ile tanışmam normal. Evde zaten herkesin elinde bir iphone ve ipad var. Ben biraz büyüyeyim bakın nasıl kapıcam onları elinizden.

Bakalım yine ne almış bunlar. Ne var acaba torbada???

Haftasonu ardından

Sonunda Cuma geldi. Neden bilmiyorum annem ve babam bu cuma günlerini çok seviyor. Bari bende onlar adına mutlu olayım.



Cumartesi sabahı annem erkenden beni bırakıp önce Sasha ile beraber Sashanın doktoruna gittiler. Sasha hem aşı olmuş, hem tüyleri kısalmış, hemde misler gibi kokarak geldi.

Ben yeni imajını çok beğendim.



Babam ve Naira ablam işleri olduğundan ben annemle evde kaldım beraber uyuduk, sonra yemek yedik, kitap okuduk. Doktora gideceğimiz saate kadar oyalanalım dedik. Ama benim gözüm sürekli dışarıda olduğundan annemi kandırdım dışarı çıktık.



Annemle beraber en sevdiğimiz Starbucksa gittik. Annem kahve ve kek bende sütümü içtim. Artık biberonu kendi kendime tuttuğumdan annemde rahat rahat kahvesini içti. Biraz daha orada oturup etrafı izledikten sonra doktora doğru yola çıktık.



Doktora 5 dakika kadar erken gelmişiz, önceki randevular biraz sarktığından uzun bir süre beklemek durumunda kaldık. Ama ben çok uslu bir çocuk olarak koltukta oturdum etrafta dolaşan, ağlayan çocukları izledim.

Doktor Nüviz teyze yanaklarımın alerji olduğunu onayladı. İkinci bir emre kadar yoğurduma veda ettim.

Babaannemlerde ilk gece

Annem ve babam ilk defa cumartesi gecesi Mert amcamın doğumgünü için dışarı çıkacaklarından beni babaannem ve dedeme bıraktılar. Bende ilk defa yatıya onlarda kaldım.



Akşam biraz beraber oyunlar oynadıktan sonra yattım uyudum babaannem ve dedemi hiç üzmedim. Sabah annem ve babam geldi beni aldı. Ben bu yatılı ziyaret işini beğendim. Değişik evler güzel oluyormuş.

Kırmızı yanaklı Borga

Artık büyüdüğü için doktor Nüviz teyze bana yemem için yeni şeyler vermelerini söyledi. Yeni yemeğim üzüm pekmezi ve meyveli yoğurt.

O kadar beğendim ki hapur hupur yedim, daha ağzımdakini yutmadan yeni kaşık için ağzımı açıyordum. Sonra ne oldu biliyor musunuz. Kıpkırmızı yanaklarrrrr!!!

Malesef yoğurdumu elimden aldılar ve Zyrtec denen bi ilaç içiriyorlar. Ben söyledim onlara yoğurt değil üzüm pekmezi bana alerji yaptı, bari meyveli yoğurdumu verin diye ama anlatamadım.


9 Aralık 2012 Pazar

Bir haftasonu daha biter

Bu haftasonu annemle babam yerlerinde oturamadar. Oradan oraya gezdik durduk.
Cumartesi akşamı kuzenim Canlara gittik. Oradan fotoları yakın zamanda Tuba teyzemden alıp ekleyeceğiz.
Pazar günü ise bir ilk yaşadım ve ilk defa bir doğumgününe gittik. Arkadaşım Emre'nin doğumgünüydü.
Akşam üzeride annemle babamın bir sürü arkadaşları geldi. Bende ilk başta biraz kalabalık ve gürültüden korksamda sonradan alıştım. Yine fotoğraflarımız bu haftasonu biraz dağınık oldu. Akşamüzerinden kareleride Nur teyzemden alıp ekleyeceğiz. Şimdilik birkaç ön foto ekleyelim.














5 Aralık 2012 Çarşamba

Gık gık gık ve Borga


Borga ve gık gık gık kuşu arasında geçen diyalog... Kıkır kıkır bir Borga

Annemdeki fark

Annem bugün işteyken farketmiş ben yaklaşık 7 aylıkken anneannem yolladığı fotoğraftaki kıyafetlerin aynısını giymiş.

Tabi arada çok fark var çünkü birinde ben varım, diğerinde yokum

Yarım yaşındaki yer cücesi

Zaman o kadar hızlı geçiyorki ne zaman doğacağım diye beni heyecanla beklerlerken doğdum üstelik bugün 6 ayımı tamamladım. Yani artık yarım yaşındayım...

Bugün için özel kutlamalar beklerdim ama sanırım bu hakkımı 1 yaşına basarken kullanacağım.


Artık çevremde olup biten herşeyi takip ediyorum,
önümden gelen geçen şeyleri yakalıyorum,
Sasha'yı yanıma çağırıp seviyorum,
elime ne geçirirsem ağzıma götürmeye ve yiyemeyince sinirlenmeye devam ediyorum,
seri şekilde sağdan sola ve soldan sağa yuvarlanarak hızla ilerliyorum,
emekleme pozisyonumu alıyorum ama henüz bir yol alabilmiş değilim bu konuda biraz çalışmam lazım,
sebze çorbamı püskürtmeyi öğrendim,
kendi kendime konuşup şarkı söylüyorum,
utangaç numarası yapıyorum,
kumanda ve telefonların hastasıyım,
halen su içmeyi sevmiyorum,
artık gündüzleri emzik kullanmıyorum,
kısa süreli olsada devrilmeden desteksiz oturabiliyorum...

Gördüğünüz gibi artık baya bir ilerleme kattetmiş durumdayım... Bu hızla ben 1 yaşına gelmeden yürüyüp, konuşurum herhalde...

1 Aralık 2012 Cumartesi

Borga'dan 6. Ay manzaraları

Sizleri birbirinden güzel fotoğraflarımla başbaşa bırakıyorum.









6. Ay doktor kontrolü

Yine doktor yine doktor. Annemle babam aldılar beni gezmeye götürüyoruz diye kandırıp doktora götürdüler.
Üstelik bu sefer iki bacağımdan birden iğne olup bide tadı garip birşey içirdiler.
Doktor Nüviz teyze beni görünce çok şaşırdı ne kadar büyümüşsün, ne kadar kilo almışsın, yanakların kocaman olmuş diyip durdu. Sanırım artık biraz çenemi tutma zamanı geldi. Bu gidişle popomu kaldırıp zor yürürmüşüm. Ama bu kadar kiloya rağmen tabiki ben her zamanki ataklığım ve çevikliğim ile herkesi şaşırttım.
Henüz dişlerden ses seda yokmuş ama benim yemek çeşitlerim git gide artmaya başladı. Sebze çorbama et, meyvemde artık yoğurtlu pekmezli meyve oluyor. Bakalım sevecekmiyim?

Kilom 9470gr,
Boyum 68,3cm,
Baş çevrem 45,3cm

Bu ölçülere före 700 gr kadar fazlam varmış. Önümüzdeki ay spor aktivitelerine ağırlık verip sebze ve meyve ağırlıklı beslenerek daha fit bir vücuda kavuşacağım.


22 Kasım 2012 Perşembe

Hastalık nedir?

Bu büyükler hastalık diye birşeylerden bahsediyorlar sürekli henüz ne olduğunu anlamadım zaten bir süre daha kendisi ile tanışmak istemiyorum. Ama ilk izlenimlerim bu hastalık denen şey önce babamı benden uzak tutup onu çokçok öksürten, sonra annemi benden almaya çalışan ve burnunu akıtan birşey. Yani ilk izlenimler pek iyi değil.

Bende kendi halimde artık yerlerde yuvarlanmaca, birşeyler anlatmaca, plastik halkaları ağzıma sokmaya çalışıp başaramayınca kızmaca, bol bol parklarda, sahilde ve Cadde'de dolaşmaca şeklinde günlerimi geçiriyorum. Havalarda iyice soğuduğundan artık dışarı çıkarken kalın kalın giyinmemiz gerekiyor, bu durumda pusetin anakucağı bana dar gelmeye başladı. Yakın zamanda bende büyüklerin kullandığı puset kısmına geçeceğim sanırım... Büyüyorum sanırım ne güzel... Bu gidişle yaza kadar ben yürür ve birkaç kelime söylerim...





15 Kasım 2012 Perşembe

Bumbo'dan kaçış sinemalardan önce burada

Bizimkiler ben rahat oturup oraya buraya kaçmıyim diye bu yeşilimsi, yumuşakımsı Bumbo denen şeyi çıkardılar şimdide başıma.

Oturtuyorlar beni içine sonra geçip karşıma gülüp dalga geçip fotoğrafımı çekiyorlar.

Yeter arkadaş bu kadar malzeme verdiğim kalkar giderim ben bu Bumbo'dan...

12 Kasım 2012 Pazartesi

Haftasonu ardından

Haftasonu geldi mi bizim evde bir nüfus patlaması yaşanıyor. Cumartesi sabahı bi uyandım annem, babam, anneannem, dedem hepsi evde.
Anneannemler Prag'dan bir bavul dolusu kıyafetler ve oyuncaklar getirmişler.
Tam havada güzel gezelim diyecektik babam bi anda hasta oldu. Ateşi çıkmış bütün cumartesi öğleden sonra ve pazar günü yattı. Hasta diye benim yanımada yaklaştırmadılar babamı. Uzaktan bakışıp durduk.
Sanırım pazartesi babam yine benimle kalacak. Umarım biraz iyileşirde beraber oyun oynarız.

6 Kasım 2012 Salı

Yeter yattığım birazda oturalım

5 ay oldu yat yat yat yeter artık. Sırtım, popom ağrıdı birazda farklı pozisyonlar deneyelim.

Zaten 1 aydır her fırsatta kendi kendime kalkıp oturma çalışmaları yapıyorum ama uzun süreli olmuyor malesef sağa sola devrilip duruyorum.

Annem komik bişey çıkardı ortaya Bumbo diye. Koydular beni içine ohhhh ne güzelmiş sağa sola devrilmeden oturmak. Şimdilik 5er dakikalık seanslar halinde oturuyorum ama geçiş dönemi bu olsa gerek.

Bu arada annem ve babam hızlarını alamadılar yavaştan mama sandalyesinede oturtmaya başladılar.

 

5. Ay kontrolü

Beni annem yine bu doktor denen yere götürdü. Anlamadım biz sürekli bu doktora mı gidicez. Her gittiğimizde oramıza buramıza iğneler sokuyorlar bilmem farkındamısın anne. İlerde bunların acısını çıkartmazsam banada Borga demesinler.

Kilo olarak sınırları zorlamaya başlamışım 8.770gr ve 68cm olmuşum.

Herşey yolundaymış. Ancak bu hızlı gidişe bir dur demek gerekiyormuş o yüzden mamamı azaltıp bana sebze denen birşey bereceklermiş. Adı sevimsiz bişey gibi duruyor ama bakalım sevecekmiyiz.

5 Kasım 2012 Pazartesi

Annem gündüzleri benden kaçıyor

Akşam yatarken yatağımın başında bekleyen, gece her seslendiğimde gelen anne sabah uyandığımda bağırıyorum bağırıyorum ortaya çıkmıyor.

Baktım bu böyle olmuyor bende Nana (bakıcımız Naira) ile oyun oynayıp, parka gidiyorum.

Akşam oldu mu önce babam geliyor eve beni havalara atıyor-tutuyor, atıyor-tutuyor. Sonra annem ortaya çıkıyor.

Bütün gün nerdeydin diye sorduğumda iş diye biyere gidiyormuş. Para kazanıp bana mama alıyormuş. Tamam anladık biraz fazla yiyorum ama sen evde olucaksan ben mamadan biraz kesinti yaparım anne.

Bide anlamadım akşam oldu mu annemle babam kavga ediyor. Neymiş sen daha çok kucağına aldın, ben daha çok öptüm filan.

Sakin olun ben hepinize yeterim.

1 Kasım 2012 Perşembe

Biri bizi gözetliyor

Annem ve babam gündüzleri beni bırakıyorlar ama sanırım işleri güçleri yok beni gözetleyip duruyorlar.

Bende arada yatağımdan arada salonda oyun yerimden onlara el sallıyıp öpücük yolluyorum.

 
 

Cumhuriyet çocuğu Borga

Cumhuriyet devleti olmamıza rağmen artık çocuklarımıza Cumhuriyeti, Atatürk'ü ve ilkelerini bizim anlatmamız gerekiyor.

Bizde eğitim bebeklikte başlar dedik Borga ile beraber bütün kutlama ve protestolarda yerimizi aldık.

Bu Cumhuriyet bayramında da tabiki Borga yürüyüşteydi. Pek çok kişi tarafından takdir edildi. İlgi biraz bunalttı ve sonrasında uykusu geldiğinden çok kalamadık ama yinede bu bile yeter.

 
 
 

29 Ekim 2012 Pazartesi

Bayram Şekeri Borga

Bayram geldi dediler beni bir süslediler, sabah erkendendüştük yollara. Annemin dediğine göre annemin babaannesine gidiyormuşuz. Büyükhalalarımda orada olacakmış.





 
 
 
 
 
Eve girer girmez tabiki bütün ilgi benim üzerimde toplantıannemle babamla kimse ilgilenmedi. Başrollerde hep ben varım ne güzel hayat buböyle... Kucaktan kucağa dolaştım, ilk bayram kartımı ve harçlığımı aldım. Herkesbirşeyler yerken ben baktım durdum olur mu öyle dedim bastım çığlığı o zamanakıllarına geldi bana da süt vermek...

Bizde insanız bizim canımız yok mu !!!
 

Öğleden sonra ise babaannemin evinde büyük yemek vardı. Busefer biraz eksiğimiz vardı ama Tante Oya ve Oğuz eniştem, teyze anne Şükran,kuzenim Can, babaannem ve dedem. Herkesle bayramlaştıktan sonra ben Nairaablamla içeriye gittim yemeğimi yedim ve öğlen uykusuna yattım. Annemle babambenim uyumamı fırsat bilerek bizi eve bırakıp kaçmışlar gezmeye gitmişler.
 

Bayramın 2. Gününde sabah erkenden babam evde kaçarken bendeseslere uyandım. Babam Kapadokya diye biryere gidiyormuş arkadaşlarıyla. Annemve ben evde kalıyormuşuz. Bu seferlik izin verdim babama gitmesi için amabirdahaki sefere bende takılıcam peşine.

Bizde annemle beraber büyük dayımlara ve büyük büyükanneannemi görmeye gittik. Hepberaber kahvaltı yaptık. Bi baktım büyük kuzenimLara’da oradaymış. Yine çok usluydum, herkese gülücükler dağıttım. Tabikimeşhur sabah aksiyonumu yapıp yine heryeri ve üstümü batırdım. Allahtan annemtedbirini önceden almıştı yoksa pispi kıyafetlerle dolaşmak durumundakalacaktım.

Öğleden sonra ise arkadaşım Bade ile biraz Cadde’de turatalım dedik. Dolaştık, vitrinlere baktık, biraz şekerleme yaptık. Sonrasındabütün gün dışarılarda olamanın verdiği yorgunlukla annem beni yıkadı ve hemenuyudum.

3. gün öğleden sonra Teyze nne Şükranla yine Cadde’deyürüyüş yaptık. Bu sefer bize kuzenim Can, babaannem ve dedemde katıldı.  

Ben bu sokaklarda sürekli gezme olayına çok alıştım vallakışın hava soğuk olacak diyorlar. Soğuk moğuk dinlemem illede dışarı çıkmakisterim benden söylemesi.

Bu arada bu akşam annem ve ben ilk defa gece başbaşakaldık... Bence sorun yoktu ben güzel uyudum, annemin neden olduğunu bilmiyorumbiraz uykusu kaçmış ama olur o kadar.

Sabah yürüyüşümüzü yaptıktan sonra arkadaşım Emre ileberaber Roberts kafede kahve içelim dedik. Ama bize kahve servisi yapmadıklarındanmecbur elma ve şeftali püresi ile idare etmek durumunda kaldım.

 O ne kadar güzelbirşeymiş öyle annem hazır kavanoz filan bişiler diyip bana bunlardan hiçvermemiş. Anne kişisi arada bana bunlardan da yedirde midemiz bayram etsinyahuuu...

Akşam tam uyku saatim gelmişti ki babamın motorunun sesiniduydum tamda banyodan çıkmıştım biraz onunla koklaştıktan sonra daha mamamıyerken uyuyakaldım...

Uyandığımda yine herkes evde, babamda burada neler oluyoranlamadım ne güzelmiş bu böyle.  Bu aradaannem sürekli iş diye biryere gitmekten bahsetmeye başladı. Eğer Bodrum gibibiyerse beraber gidelim anne bende severim orayı diyorum ama orası hiççocuklara göre biryer değilmiş. Sanırım bu iş denen yer gerçektende güzeldeğil, çünkü annem hiç gitmek istemiyor, sürekli surat asıyor. Bakalım nelerolacak.