29 Ekim 2013 Salı

Ne mutlu Türküm diyene!

Doğdum doğalı İstanbul ve Bodrum'daki yürüyüşlerin hepsinde yerimi alıyordum. Bu kural yine değişmedi ve bu 29 Ekim'de de yine annemle beraber Bağdat Caddesindeki Cumhuriyet Yürüyüşüne gittik.
29 Ekim 2012 - Cumhuriyet'in izinde 1. yıl


29 Ekim 2013 - Cumhuriyet'in izinde 2. yıl
 
O kadar kalabalıktı ki hiç araba almadan annemle yürüyerek inmeye karar verdik, Cadde'ye yaklaştığımızda aldığımız doğru kararda dolayı kendimizi kutlayarak hemen kalabalığa karıştık.

Önce Eda halamların yanına gidip biraz onlarla takılıp, etrafı seyrettik. Gelen geçen annemin arkadaşları ile biraz takıldıktan sonra bu sefer Caddebostan'da babam, babaannem ve teyze annem ile buluştuk.



Ben bir yandan etrafımı seyredip diğer yandan Çubuk krakerlerimi yedim. Saat artık 9'a geliyordu. Hem hava serinlediğinden hem de taksi bulmamız daha da imkansız olmadan vakitlice evimize geldik.

Bir Cumhuriyet Bayramını daha coşku ile ve hep beraber kutladık. 90 yıldır yıkılmayan ve yıkılmayacak olan Yüce Cumhuriyetimiz için meydanlarda yerimizi almaya devam edeceğiz.






NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Tarihe not

Nerdeyse 2 yaşındayken çıkması gereken köper dişlerimizden sağdaki 28 Ekim 2013 itibari ile kendini gösterdi. Diğeride 29 veya 30 Ekim'de aramıza katılmış olacak. 

Biz farkına bile varmadık sorunsuz ama bol salyalı bir şekilde köpek dişimizi çıkardık. 


10 Ekim 2013 Perşembe

Salkım salkım üzümler

Artık elma ve armut yemekten sıkılmıştım annem bana farklı minikminik tam benim elime göre yeşil bişiler çıkardı ortaya. 
Önce ne yapacağımı anlamadım top sandım oynadım ama bi baktım hmmmm harika tatlı tatlı bişiler bunlar.




Artık açıyorum dolabı hop hemen kasenin içinden kapıyorum bir avuç çaktırmadan, sonra bir avuç daha.

26 Eylül 2013 Perşembe

En yakın arkadaşım Emre

Daha önceki yazılarımda da Emre'den bahsetmiştim sizlere. 
Yazın Bodrum'da annemler bizi bir araya getirdi ama yetmediği için hemen tatil dönüşü plan yaptık ve buluştuk. 
İlk gittiğimde birazcık alışma dönemi ve oyuncak paylaşımını çözdükten sonra başladık oynamaya. 



Emre Legolar ile ben bisiklet ile oynadım. 
Balıkların pişmesine daha vardı ama biz dayanamayı sofrada yerimizi aldık ve balıklarımız gelene kadar sofradakileri bitirdik. Kocaman balıklarımızı tedikten sonra bide üzerine bal gibi kavun götürdük. Ohhhhh harika...

Tekrardan oyunlarımıza döndük, bu sefer arabalarla oynama sırası. Ama yer tercihimiz biraz uygunsuz oldu sanırım çünkü salon sehpasının üzerine atladık. 


Hem BJK-GS maçına biraz baktık hem oynadık ve uyku saatimiz geldiğinde evimize döndük. 
Annemler her zaman olduğu gibi bunu daha sık yapalım diyerek ayrıldılar. Bakalım sonraki görüşmemiz ne zaman olacak. 

22 Eylül 2013 Pazar

Borga ile yazdan kalma bir gün

Ekim ayı nerdeyse geldi ama güzel havaların keyfini çıkarmaya devam ediyoruz. Bu cımartesi de o günlerden biriydi ve annemle babamla beraber Göztepe parkına gitmeye karar verdik. 

Parkta dalıncaklar, kaydıraklar ve trambolinden sonra havuzun etrafında ve çimenlerde biraz takıldık. Sonra tam gidecekken havuz bir anda çalışmaya başladı kendimizi suların arasına attık. 

Önce üstüm ıslanmasın diye dikkat ettim ama sonra baktım anne ve babamdan ses çıkmıyor daldım fıskıyelerin arasına. Bir ara pantolonum o kadar ıslandıki annem rahat etmem için üstümdeki herşeyi çıkardı.

Koştum, koştum, koştum... Enerjimin son damlası ile kendimi attım yere...

Ve sonunda sular kapandı ve annem hemen benim yedek kıyafetlerimi giydirdi, sıcacık oldum tekrar. 

Bu arada ayaklarım artık büyüyüp kocaman olduğundan dolayı Kafıköy Nubebe'ye yeni ayakkabılar almaya gittik. Ayakkabılarımı babam seçti ve bende çok beğendim.