bisiklet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bisiklet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Mayıs 2015 Pazartesi

Pazar günü ada gezisi (yapılmazmış)

19 Mayıs dolayısı ile uzun bir haftasonu yaparak kampa gitme planlarımız babamın toplantısı çıkınca iptal olduğundan bizde İstanbul'un biraz olsun boşalmasını ve güzel havayı fırsat bilerek bisikletlerimiz ile adaya gitmeye karar verdik.

Hazırlanıp bisikletlerimize atladığımız gibi soluğu Bostancı'da vapur iskelesinde aldık. Biraz bekledikten sonra rahatça vapura atlayıp Büyükada'ya vardık. O da ne Büyükada'da bir biz yokmuşuz, herkes oradaymış zaten.

Hemen oyalanmadan bisiklete atladığımız gibi kendimizi vurduk yollara. Yolda faytonlar ve acemi bisikletçilerden dolayı baya bir tehlike atlattıktan sonra sonunda büyük tur için olan ayrım yolundan sonra rahatladık.




Biraz yürüyüş, fotoğraf çekimi filan derken zaman nasıl geçti anlamadık. Sıcak ve yorgunluktan daha önce gözümüze kestirdiğimiz şirin bir kafeye attık kendimizi. Bahçede Sinek Kafe... İnanılmaz tatlı sahipleri olan, son derece nezih ve güzel bir kafe.... Limonataları harika, bira ve Corvus şaraplarının çeşitleri, atıştırmalıklar da var daha ne olsun. Ada'nın o keşmekeşinden uzak harika bir mekan!


Mola sonrası çok fazla oyalanmadan dönüş yoluna çıktık. Asıl sıkıntı bundan sonra başlıyormuş. Dönüşün kalabalık olacağını bildiğimizden dolayı erken dönelim dedik 5 vapuruna bindik, istikamet Kadıköy. Ben zaten sıcak ve yorgunluktan dolayı vapurda hemen uyuyakaldım. Sonrasını annem anlattı. Vapur Büyükada'da zaten dolmuş olarak hareket ettikten sonra önce Heybeliada, sonrada Burgaz ada'da durdu. Zaten kalabalık olan vapur hıncahınç doldu, adım atacak, ayakta duracak yer yok. Genç, yaşlı, bebek, çocuk, köpek, bisikletler, bavullar... Tam bir mülteci gemisi, battı batacak... Bu şekilde kavga kıyamet eşliğinde yapılan 1,5 saatlik yolculuk sonrası Kadıköy'e varıyor ve rahat bir nefes alıyoruz. Saat 7 olmuş bile.

Metro ile eve dönmek için aşağı indiğimizde ise bizi bir başka süpriz bekliyor. Saat 4 ile 8 arası yoğun saatler olduğundan metroya bisiklet alınmıyormuş. Haydaaaa.... bu sefer yorgunluktan dolayı çöktük metro girişinde bir köşeye vakit geçirdik...


Saat 8,30 olduğunda sonunda eve varmıştık. Sıcacık banyolarımızı yapıp rahatladık ve pazar gününü tamamladık.

28 Nisan 2014 Pazartesi

Bodrum’da günler çok çabuk geçiyor

Annemin iş değiştirecek olmasından dolayı bu yaz onunla çok fazla tatil yapamayacağımızdan her fırsatı değerlendiriyoruz.

23 Nisan tatil olduğundan 22 Nisan Salı akşamından Pegasus ile çıktık yola ve Pazartesi sabahına kadar Bodrum’da gezdik dolaştık.


Akşamın bir vaktinde Bodrum’a varmış olmamıza rağmen uyumak yerine hemen evdeki oyuncaklarıma kavuşmamın sevinci ile başladım oynamaya. Tabi ki anneannem ve dedem her zaman olduğu gibi bana yeni oyuncaklar ve hatta 1 değil 2 bisiklet bile almışlardı. Valla beni nasıl mutlu edeceklerini çok iyi biliyorlar.


Ertesi gün uyandığımda hava harikaydı ve Bodrum beni bekliyordu. Çarşılar, sokaklar, marina, bütün çocuk parkları bu süre içerisinde bol bol ziyaret edildi.






Annemin arkadaşı Fulya’da Bodrum’da olduğundan bisikletlerimiz ile 1 günlüğüne KOS adasına gittik. Bisiklete bindik gezdik dolaştık. Çok eğlendim ama arada da uykuya yenik düştüm.






Bodrum’a döndükten sonra Kara ile olan ilişkimi farklı bir boyuta taşıdık ve artık onunla aynı evde yaşamaya başladık. Evimiz birazcık dar ama olsun biz böyle mutluyuz.



Son olarak Pazar günü bir klasik olan Bitez’de bruncha gidildi ve sonrasında sahile kumlarla oynandı.
1 senede gerçekten çok şey değişmiş annem bu fotoğrafları görünce bunu çok daha iyi anladığını söyledi.



Anne Notu: Gidiş-Geliş sırasında check-in yaparken en ön sırada yer alan 2F koltuğunu aldık. Böylece oturma konusunu hiç sevmeyen Borga için en azından yerde oturma , araba ile oynama, ayakta durup camdan dışarı bakma gibi bir şansımız oldu. Tabiki kalkış ve iniş sırasında kucaktaydık ama diğer kısımlarda zorlanmadan gittik geldik.